2İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Kliniği, İzmir
3İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği, İzmir
4İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstatistik Bölümü, İzmir AMAÇ
Güncel non-Hodgkin lenfoma (NHL) çalışmalarında tedavi kararını prognostik özellikler de belirlemektedir. Çalışmamızda prognostik faktörleri hasta topluluğumuzda değerlendirdik.
GEREÇ VE YÖNTEM
Ocak 2001-Nisan 2004 dönemine ait 225 NHL'lı hasta (131 erkek, 94 kadın; ort. yaş 51) geriye dönük olarak incelendi. Yaş, cinsiyet, histolojik tip, tutulum yeri, ‘bulky' hastalık ve ekstranodal tutulum varlığı; karaciğer, akciğer, dalak, kemik iliği tutulumu; B semptomu varlığı, ‘ECOG' performans skoru, evre ve “Uluslararası Prognostik İndeks” (UPI) değerlendirildi. Olgularımız 60 ve 50 yaşa göre gruplandırıldı. Prognostik özellikler karşılaştırıldı.
BULGULAR
Görülme piki %23.6 ile 61-70 yaşta; ardından %19.6 ile 51- 60 yaştaydı. UPI ve ECOG-PS, 50 yaşa; 60 yaşa göre gruplandığında; daha yaşlı gruplar aleyhine anlamlı farklıydı (UPI için sırasıyla p=0.000, p=0.001; ECOG için sırasıyla p=0.003, p=0.006). UPI skoru 0-1 olan grup ve UPI >2 olan gruplarda ortalama yaşlar sırasıyla 44.95±15.28 ve 52.14±16.09 idi (p=0.002, t-test). Cinsiyet, evre, ‘bulky' kitle, B semptomu varlığı, tutulum yeri, ekstranodal tutulum v.d. açısından anlamlı farklılık yoktu.
SONUÇ
Elli ve 60 yaş üstü gruplarda kötü prognostik özelliklerin benzerliği; NHL kötü prognostik sınırın 60'dan daha genç yaşlarda olabileceğini düşündürmektedir. Belirgin farklılığın UPI (hatta ECOG-PS'da) bulunması ülkemizin düşük sosyoekonomik durumuyla uyumlu görünmektedir. Non-Hodgkin lenfomada prognostik faktörlerin ve tedavi protokollarının ülkemize göre değerlendirilmesi gereklidir.