Summary
Kolon kanserlerinin major problemleri üzerinde yapılmakta olan araştırmalar yanında, bir çok pratik sorunların çözümlenebilmesi için, onkolojik konsepte uygun klinik organizasyonuna ve dokumentasyon araştırmalarına gereksinim bulunduğu bir gerçektir. Her iki yöndeki sorunlar üzerinde 50 yıla yakın bir zamandan beri bir çok gelişmeler kayıt edilmiştir. Klinik araştırmalarda da kolonların reaktif hiperplazileri üzerinde bir çok dokümenteretüdler yayınlanmıştır; Bu tip olguların sanıldığı kadar nâdir olmadıkları da iyice anlaşılmıştır. Kolon kanserlerinin tanımlama ve cerrahî tedavi metodları üzerinde çok ileri gelişmelere rağmen, sağkalımların yine 5 yıla göre yapılmakta olması çok düşündürücüdür. Ancak; erken tanı, yani prevantif rezeksiyonu mümkün olan evrede, bir kürden söz edilebilmektedir. Beş yıldan daha uzun sürvi gösteren olgularda, tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi ise, gerçekten bir sorun teşkil etmektedir. Bunun da başlıca nedeni, kolon tümörlerinin genesisinin araştırılmasıyla açıklanabilmektedir. Gerçekten kolonların kanserleriyle, reaktif hiperplazileri arasındaki koinsidans, ya da bunların kansere dönüşebilmeleri şeklinde ilişkiler, pratikte tedavi sonuçlarının değerlendirilmesini güçleştirmektedir. Böyle komplikasyonlar, sanıldığı kadar nadir değildir. Biz 1934'den beri kolon ve midede malign olarak yorumlanmış olgular arasında ayıklayabildiğimiz benign olguları yayınlamış bulunuyoruz. Bu yeni etüdümüzün hedefi de, yeni bir olgumuzun daha analizini yaparak, reaktif hiperplazilerin önemini, yineleyerek vurgulamaktır.