Summary
Onkoloji hastalarında gerek tümörün vücuttaki katabolik etkileri gerekse tedavilere bağlı yan etkiler
nedeni ile malnütrisyon yaygın olarak gözlenir. Bu nedenle hastanın nütrisyonel durumu hastalığın her
aşamasında değerlendirilmeli, doğru zamanda uygun nütrisyon desteği verilmelidir. Kanser hastasında
malnütrisyonu önlemek veya geri çevirmek; hastaların tedavilere toleransını arttıracak, yaşam kalitesini
yükseltecek hem hastanın hem de hasta yakınlarının psikolojilerine olumlu katkı sağlayacaktır. Oral
nütrisyonun yetersiz kaldığı ya da ciddi iştah azalması ve yutma güçlüğü, gastrointestinal sistem sorunları
olduğu durumlarda yapay nütrisyon desteği olarak isimlendirilen enteral veya parenteral nütrisyon
yolları gündeme gelir. Yeterli intestinal fonksiyona sahip ancak gereksinimini karşılayacak nütrientleri
almakta isteksizlik yaşayan ya da yetersiz alan, kilo kaybı yaşayan hastalarda, parenteral nütrisyona kıyasla
daha düşük komplikasyon oranlarına sahip olan enteral nütrisyon önerilir. Kemoterapi, radyoterapi
veya kombine tedaviler sırasında rutin parenteral nütrisyon kullanımı tavsiye edilmemektedir.
Parenteral nütrisyon perioperatif dönemde enteral nütrisyon mümkün değilse kullanılmalıdır. Radyo/
kemoterapi tedavisi süresince rutin olarak enteral nütrisyon kullanımı endike değildir. Radyo/kemoterapi
nedenli ciddi oral ve/veya özefageal mukozit nedenleri ile perkütan endoskopik gastrostomi tercih
edilebilir. Radyo/kemoterapi nedenli akut gastrointestinal toksisite gelişirse iki haftadan kısa süreli parenteral
nütrisyon önerilir. Subakut/kronik radyasyon enteropatisinde ise uzun süreli parenteral nütrisyon
önerilmektedir. Sonuç olarak, nütrisyonel destek, onkoloji tedavisinin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Tümörün katabolik etkileri, kitlesel lezyonun yarattığı çiğneme ve yutma güçlükleri, tedavilerin yol açtığı
yan etkilerden kaynaklanan beslenme yetersizliği sonucu oluşan malnütrisyonu doğru zamanda uygun
beslenme desteği ile önlemek ya da geri çevirmek oldukça önemlidir. Nütrisyonel destek planlaması
ve uygulaması, hastaya özgü şekilde, klinisyen, diyetisyen ve eczacıdan oluşan uzman bir ekip ve hasta
ile yakınlarının katılımı ile belirlenmelidir.