TURKISH JOURNAL OF ONCOLOGY 2006 , Vol 21 , Num 4
Attraction area of İstanbul University Oncology Institute in two years
Hakan ÇAMLICA,1 Rian DİŞÇİ,1 Erkan TOPUZ2
1İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Biyoistatistik Bilim Dalı, İstanbul, Turkey
2İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı, İstanbul, Turkey

Summary

AMAÇ
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsüne Türkiye'nin tüm illerinden ve İstanbul'un ilçelerinden başvuran yeni kanser tanısı konmuş hastaların dağılımı ve başvuru nedenleri araştırıldı.

GEREÇ VE YÖNTEM
2001 ve 2002 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsüne başvuran 6253 hasta (3183 erkek [%50.9], 3070 kadın [%49.1]) yaş, cinsiyet, organ tutulumu (kadın: meme= %34.7; gastrointestinal= %14.3; genital sistem= %13.8; lenfoid sistem= %5.8; solunum sistemi= %5.6; erkek: solunum sistemi= %29.8; gastrointestinal sistem= %18.4; genital sistem= %10.2; lenfoid sistem= %6.4; oral kavite= %5.0), sigara kullanımı (erkek: %43.3; kadın: %17.6), eğitim durumu ve sosyal güvenceleri açısından değerlendirildi. Sıklık tabloları SPSS 7.5 (SPSS Inc., Chicago, USA) istatistik paket programı ile hesaplandı.

BULGULAR
Hastaların %79.9'u İstanbul'da ikamet ederken, %20'si diğer 78 ilden başvurmuştur. Hastaların %0.1'i ise yurtdışında ikamet etmekte olanlardır. İstanbul dışından başvuran hastaların kat ettikleri ortanca mesafe 325 km (111-2200 km) hesaplanırken, İstanbul ilçelerinden başvuran hastalar için bu mesafe 11 km (1-68 km) bulunmuştur. En yüksek başvuru Marmara bölgesini takiben Karadeniz bölgesindendir.

SONUÇ
İstanbul'un uzak ilçeleri dahil, Türkiye'nin 78 ilinden ve yurtdışından hasta başvuru sayısının yüksek olması İ.Ü. Onkoloji Enstitüsünün kendi sahasında lider merkezlerden biri olduğunu göstermektedir.

Introduction

Bu çalışmada 1.1.2001-31.12.2002 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsüne başvuran, 6253 yeni kanser tanısı konmuş hastaların özellikleri ve çekim alanları araştırıldı. Hastaların doğum yerleri ve ikamet adresleri esas olmak üzere yaş, cinsiyet, eğitim, sosyal güvenlik, sigara ve ICD-O kodlarına uygun tümör yerleşimine[1] göre dağılımları toplanıp istatistiksel olarak değerlendirildi. Hastaların geldiği iller trafik kodlarına göre sınıflandı ve kilometre olarak mesafeler T.C. Karayolları'nın iller arası mesafe tablolarından yararlanılarak belirlendi.

İstanbul yerleşimli hastaların kat ettikleri mesafe oturdukları ilçelere göre kodlandı ve uzaklıklar İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kilometre verileri esas alınarak hesaplandı.

Bu çalışmadaki amacımız, Türkiye'deki onkoloji merkezleri çekim alanı araştırması henüz yapılmadığından İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsüne Türkiye'nin tüm illerinden ve İstanbul ilçelerine göre dağılım ve olası başvuru nedenleri ile hastalarda mesafenin tercih nedeni olup olmadığını araştırmaktır.

Methods

2001-2002 yıllarında İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsüne başvuran hastalara ait veriler arşiv defteri taraması ile toplandı. Hastaların ilk başvuru yeri olan arşiv bölümünde arşiv memurlarının hasta ve/veya yakınları ile yüz yüze görüşerek kaydedikleri bilgilerden yararlanıldı.

Her hastanın ikamet adresi esas alınarak, İ.Ü. Onkoloji Enstitüsüne gelmek için kat ettikleri mesafeler T.C. Karayolları iller arası mesafe tabloları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ilçeler arası mesafe tabloları kullanılarak hesaplandı. Hastalar ayrıca ikamet ettikleri coğrafi bölgelere göre sınıflandırıldı. İstanbul ikametli hastalar 1-68 kilometre uzaklıktaki ilçelere göre dört gruba (1-9 km; 10-24 km; 25-40 km; 41-68 km) ayrılarak belirlendi.

Hastaların tümör yerleşimleri ICD-O sınıflaması esas alınarak kodlandı.

Yaş, eğitim, sosyal güvenlik ve sigara kullanımı gibi değişkenler hastaların ilk muayenedeki beyanları esas alınarak elde edildi.

Toplanan verilerin istatistiksel analizi SPSS 7.5 (SPSS Inc., Chicago, USA) istatistik paket programı kullanılarak yapıldı, hastaların çeşitli özelliklerine göre dağılımları elde edildi.

Results

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsüne iki yıllık sürede başvuran 6253 hastanın 3183'ü (%50.9) erkek, 3070'i (%49.1) kadındı. 2001 yılında erkek/kadın oranı 1.02, 2002 yılında 1.06 olarak hesaplandı. İki yılda başvuran tüm hastaların ortanca yaşı 53 (0-96) olarak bulundu. Bu değerler yıllara göre incelendiğinde yaş ortalamaları 2001 yılında 49.9±19.5; 2002 yılında ise 51.0±18.6 hesaplandı. Hasta yaş grupları gözönüne alındığında hastaların büyük çoğunluğu 40-70 yaş aralığında yer almaktaydı (Şekil 1). Hasta dağılımı Gausian dağılımı göre hafif sola kaymış bulundu.

Sekil 1: Yaşların sıklık dağılımı.

Hastaların başvuru anında sosyal güvenlik dağılımları göz önüne alındığında %35'inin Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK), %35.2'sinin Emekli Sandığı'na ve %12.2'sinin Bağ-Kur'a bağlı olduğu gözlendi. Hastaların %17.6'sı ise ücretli olarak başvurmuştu (Tablo 1).

Tablo 1: Hastaların yıllara göre sosyal güvenlik durumları

Hastaların eğitim durumu sorgulandığında büyük çoğunluğunun ilköğretim mezunu olduğu saptandı (%51.6). Hastalardan 870'i (%13.9) okul öncesi yaşta veya eğitim sorusuna cevap alınamayan grupta idi (Tablo 2).

Tablo 2: Hastaların yıllara göre eğitim düzeyleri

Hastalıkların her iki cinsiyette ICD-O sınıflamasına göre iki yıllık en sık beş organ yerleşimleri erkeklerde solunum sistemi, sindirim sistemi, genital organlar, lenfoid sistem ve oral kavite olarak sıralanırken; kadınlarda meme, sindirim sistemi, genital organlar, lenfoid sistem ve solunum sistemi olarak sıralanmıştır (Tablo 3).

Tablo 3: Cinsiyetlere göre en sık beş organ tutulumu

İki yıllık veriler her iki cinsiyet birlikte değerlendirildiğinde sigara kullanımı hiç içmemiş (%52.5), içmiş bırakmış (%16.8) ve halen içiyor (%30.7) olarak gruplandırılmıştır. Cinsiyetlere göre sigara alışkanlıkları sorgulandığında erkeklerde halen sigara içenler %43.3 oranında bulunurken, kadınlarda bu değer %17.6 olarak belirlendi.

Hastaların ikamet adresleri esas alındığında 4996 hasta İstanbul ilinde ikamet etmekteydi (%79.9). Hiç hasta gelmeyen beş ilimiz sırasıyla Çankırı, Nevşehir, Aksaray, Şırnak ve Osmaniye idi. Yurtdışından gelen hastaların çoğunluğu Kosova başta olmak üzere Yunanistan, Almanya, Azerbaycan, Irak ve Bulgaristan'da ikamet etmekteydi. 2001 ve 2002 yılları ayrı ayrı incelendiğinde bu sıralamanın değişmediği dikkat çekmektedir. İstanbul dışından İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsüne başvuran hastaların kat ettikleri mesafenin ortanca değeri 325 kilometre (111 km - 2200 km) olarak hesaplandı (Şekil 2).

Sekil 2: İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsüne katedilen mesafelerin yıllara göre sıklık dağımı.

Türkiye'nin coğrafi bölgelerine göre sınıflama yaptığımızda Marmara bölgesi en yoğun hasta çekimine sahip bölge olarak saptandı (%90.3). Marmara bölgesini takiben sırasıyla Karadeniz bölgesi (%4.0), İç Anadolu bölgesi (%1.5), Doğu Anadolu bölgesi (%1.4), Akdeniz bölgesi (%1.1), Güney Doğu Anadolu bölgesi (%0.9) ve Ege bölgesi (%0.8) İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü çekim alanındaydı.

İstanbul ilinde ilçeler kilometrelerine göre gruplandırıldığında mesafeler arttıkça hasta sayısının düştüğü dikkat çekmektedir (Tablo 4, Şekil 3).

Tablo 4: İstanbul ilinin bölgelere göre hasta dağılımları

Sekil 3: İstanbul ilçelerinin uzaklıklara göre gruplandırılması.

Discussion

T.C. Sağlık Bakanlığı'nın değişik hastalıklara ait sıklık verileri bulunmasına rağmen, onkoloji tedavi merkezlerinin çekim alanlarını belirleyen çalışmalar Türkiye'de yapılmamıştır.[2]

Fidaner ve ark.nın[3] çalışmasında en sık ilk üç kanser yerleşimi, erkekte solunum sistemi, sindirim sistemi ve genital organlar olarak sıralanırken; kadında meme, genital organlar ve sindirim sistemi olarak gözlenmiştir. Bu veriler çalışmamızdaki sonuçlarla benzerdir. Aynı grubun çalışmasında erkek sayısı (%61) bizim hasta topluluğumuzdaki erkek sayısından (%50.9) daha yüksek bulunmuştur.[3] Bu farklılık Fidaner ve ark.nın çalışmasının topluma dayalı olmasından kaynaklanmıştır.

Hasta topluluğumuzda özellikle erkeklerde sigara kullanımının yüksek olması, sigaraya bağlı kanserlerin (akciğer, larinks, mesane, oral kavite vb.) yüksek oranlarda görülmesini de açıklamaktadır.

Çekim alanımızda olan hastaların eğitim düzeylerinin düşük olması ve sağlık güvencelerinin devlet ağırlıklı olması, sosyo-ekonomik düzeyleri yüksek hastaların otelcilik hizmetleri gelişmiş özel hastaneleri tercih etmeleri nedeniyledir.

2001-2002 yılları arasında İ.Ü. Onkoloji Enstitüsüne başvuran hastaların çekim alanları araştırıldığında 81 ilin 76'sından hasta gelmesine karşın beş ilden hiç hasta gelmemiştir. Çankırı, Nevşehir, Aksaray ve Osmaniye'den hastaların İ.Ü. Onkoloji Enstitüsüne başvurmama nedeni çevre illerde kanser teşhis ve tedavi merkezlerinin bulunması olarak düşünülmüştür. Şırnak illinden hasta sirkülasyonun olmaması ise araştırmanın yapıldığı tarihlerde anarşi olaylarıyla özdeşleştirilmiştir.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsünün İstanbul ilinden gelen hastaların dağılımı ilçelere göre incelendiğinde ise en çok hastanın 1-9 kilometrelik bir çevreden geldiği görülmüştür. Bu alanda her ne kadar kanserle ilgili başka sağlık kurumları olsa da, merkezimizin tam donamlı, eski ve güvenilir olması, kanser tanıları konduktan sonra başvurmaları ile tedaviye başlamaları arasında geçen sürenin çok kısa olması, planlanan tedavinin başlaması için gerekli laboratuvar tetkiklerinin aynı ünitede yapılıp günlük verilmesi gibi faktörler çekim alanının gücünü artırmaktadır.

Yurtdışında, özellikle kırsal kesimde yapılan çalışmalarda, hastane seçim kriterleri arasında mesafe, toplu ulaşım araçların çeşitliliği ve özelleşmiş hastalık tedavi birimlerin olması sayılmaktadır.[4,5] İstanbul'un ilçelerinden İ.Ü. Onkoloji Enstitüsüne başvuran hastalarda mesafe uzadıkça hasta sayısının azaldığı gözlenmektedir. Kadıköy ve Üsküdar gibi ilçelerin karayoluyla uzak mesafe olmalarına karşın, deniz ulaşımının rahat ve kısa olması da önemli bir faktör olarak karşımıza gelmektedir.

Halk arasında yaygın bir görüş olarak İstanbul'daki merkezlerin güvenilir, yüksek teknolojiye sahip, doğru tedavi yaptıkları ve hekim kadrolarının yeterli olduğu inancı İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsünün 78 ilden ve yurtdışından hasta çekim alanını artırmaktadır. Ayrıca uzak ilçeler dahil olmak üzere başvuran hasta sayısının yüksek olması bu görüşü doğrulamaktadır.