2Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı, Tıbbi Radyofizik, İzmir
Summary
AMAÇBaş-boyun kanseri hastalarının giriş-çıkış dozlarını in vivo diyot dozimetrisi ile ölçerek tedavi planlama sistemi dozlarıyla karşılaştırarak tedavi doğruluğunu kontrol etmektir.
GEREÇ VE YÖNTEM
Üç adet diyot, su eşdeğeri fantom ile giriş-çıkış dozları için
kalibre edilmiştir. Diyotlar için uygun düzeltme faktörleri
belirlenmiş ve in vivo diyot okumalarına uygulanmıştır. Doz
ölçümleri, lineer hızlandırıcıda 6MV X-ışını ile izosentrik,
asimetrik iki yan ve supraklaviküler alanlarla tedavi edilen üç
baş-boyun kanseri hastasında 30 set-up'ta alınmıştır. Ölçülen
dozlar beklenen dozlarla karşılaştırılmıştır.
BULGULAR
Ölçümler beklenenden kabul edilebilir düzeyde küçük sapmalar
göstermiştir. Giriş ve çıkış dozları için ortalama sapmalar
%2.3 ve %1.9, standart sapmalar %0.72 ve %1.4 olarak bulunmuştur.
Doz dağılımındaki sapma Uluslararası Radyoterapi
Birimleri ve Ölçümleri Komisyonunun (ICRU) tavsiye ettiği
%5'lik toleransın içinde olup tedavi dozlarının planlama sistemi
dozlarıyla uyumlu olduğu belirlenmiştir.
SONUÇ
Yarı iletken diyotlarla yapılan in vivo dozimetrinin hasta doz
kontrolü için güvenilir bir yöntem olduğu belirlenmiştir.
Introduction
Radyoterapi tedavisinde amaç, hedef volüme doğru dozu verebilmektir. Bunun için hazırlık, hasta planlaması, hesaplamalar ve günlük tedavi uygulamasının her aşamasında oldukça dikkatli olunmalıdır.[<1>] Radyasyon tedavisi sonuçları, radyasyon alanındaki normal doku toleransı ve belirlenmiş hedef volümdeki doz verimi doğruluğuna bağlıdır. Üç boyutlu konformal radyoterapi (3B-RT) ve yoğunluk ayarlı radyoterapi (YART) gibi kompleks tedavi tekniklerinin yoğun olarak kullanılmaya başlanmasıyla bu tedavi aşamaları birleştirilmiş ve tedavi doğruluğu için uygun metotlara gereksinim doğmuştur.[2,3]Tedavi planlaması ve bunun hastaya uygulanması sırasındaki pek çok basamakta, hastaya verilen dozda küçük ve kabul edilebilir belirsizlikler olabilmektedir. Hastaya verilen dozdaki belirsizlikler hasta dozimetrisi ile belirlenebilmektedir.[4] Tedavi sırasında oluşabilecek hataları en aza indirebilmek için World Health Organization (WHO), International Commision on Radiotherapy Units and Measurements (ICRU), American Association of Physicists in Medicine (AAPM) gibi çeşitli uluslararası kuruluşların tavsiye ettiği bazı dozimetrik kontrol yöntemleri bulunmakta ve bunlar arasında en önemlisi in vivo dozimetri sistemidir. [1] In vivo dozimetride kullanılmak üzere iyon odaları, film dozimetrisi, termolüminesans dozimetri (TLD) ve yarı iletken dedektörler gibi çeşitli ölçüm teknikleri geliştirilmiştir. En sık kullanılan in vivo dozimetri teknikleri TLD ve diyotlardır. [3,5,6] TLD ile anlık doz ölçümü yapılamaz ve doz değerinin belirlenmesi için süre gerekmektedir. Diyotlar ise son yıllarda in vivo dozimetride oldukça yaygın olarak kullanılan araçlar haline gelmişlerdir. Tedavi kalite kontrolündeki lineer doz hızı cevabının yanı sıra, yüksek radyasyon duyarlılığı, kolay uygulanabilirliği, küçük boyutlara sahip oluşu, mekanik sağlamlığı ve en önemlisi anlık ölçüm sağlaması diyot kullanımının en önemli avantajlarıdır. Aynı zamanda dokularda olabilecek inhomojeniteye bağlı doz dağılımındaki belirsizlikler veya değişikliklerdeki hassasiyetin kontrolü için de in vivo dozimetri kullanışlı bir metotdur. Diyotlar; giriş ve çıkış dozu ölçümleri, hedef dozu ve orta hat dozu saptanması, tüm vücut ışınlaması ve monitor birimi (MU) doğrulanması gibi çeşitli uygulamalarda kullanılmaktadırlar.[2,4,7]
Bu çalışmada, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı'nda tedavi edilen baş-boyun kanseri hastalarında in vivo dozimetri sisteminde diyot dedektörler kullanılarak giriş-çıkış dozu ölçümleri alınmış ve tedavi planlama sistemi dozları ile karşılaştırılarak tedavi doğruluğu kontrol edilmiştir.
Methods
Giriş dozu Dgiriş, hüzmenin girişinde hasta yüzeyinden belirli bir derinlikteki noktada tanımlanmıştır. Bu derinlik “maksimum build-up derinliği” dmax'a eşittir. Diyotun, örnek olarak hastanın cildi üzerine yerleştirildiğinde, demet kalitesine ve geometrisine göre maksimum doz derinliğindeki dozu ölçmek için giriş dozu kalibrasyonu gerçekleştirilir. Kalibrasyon basamakları öncelikle kalibrasyon faktörünün (Fkal) belirlenmesini içerir.[4]Giriş dozu kalibrasyon faktörü Fgiriş, referans koşullarda geçerli olan build-up başlığıyla birlikte giriş yüzeyinde hastanın cildine yerleştirilmiş diyotun Rgiriş, diyot sinyaliyle birlikte Dgiriş giriş dozunu vermek üzere çarpılması gereken bir faktör olarak tanımlanmıştır. Giriş dozu kalibrasyon faktörü şu şekilde hesaplanır.[8]
Fgiriş = Dgiriş/ Rgiriş, diyot
Klinik bir durumdaki giriş dozu değeri, diyot
okumalarından yararlanılarak diyot okuması, düzeltme
faktörü ve kalibrasyon faktörünün çarpımıyla
hesaplanır.
Dgiriş = Rgiriş, diyot Fkal ΠCFi
Rdiyot = Referans şartlarda (diyotların kalibre
edildiği şartlar) diyot okuması
Fgiriş'nin belirlenmesi için diyot hüzmenin giriş
kenarında (ışın huzmesinin fantom yüzeyine ilk temas
ettiği bölge, gantri yönü), düz bir fantomun
yüzeyine yerleştirilir ve diyotun yanıtı dmax derinliğinde
konumlandırılan kalibre edilmiş bir iyon
odasının yanıtı ile karşılaştırılır.
Ölçümlerde 30x30x15 cm3 RW3 su eşdeğeri
katı fantom, 0.6cc iyon odası ve Scanditronix EDP
diyotlar kullanılmıştır (Şekil
Sekil 1: Scanditronix EDP diyotlar.
Giriş dozu diyot sinyal kalibrasyonu için Şekil
2'de verilen katı fantom ölçüm düzeneği kurulmuştur.
Sekil 2: Giriş dozu ölçümü için diyot kalibrasyon düzeneği.
Aynı koşullar altında katı fantom üzerine diyot,
dmax (6MV foton enerjili lineer hızlandırıcı için
1.5 cm) derinliğine de iyon odası yerleştirilmiştir.
Diyot ve iyon odası merkezi eksen üzerinde konumlandırılmıştır.
Diyotlar, iyon odasının doz pertürbasyonunu
engellemek için merkezden 1.5 cm
öteye yerleştirilmiştir.
Dozimetrik ölçümler için referans koşullar olan
gantri açısı 0°, SSD=100 cm, 10x10 cm2 alan boyutları,
15 cm fantom kalınlığı, 0° kolimasyon
açısı ile ışınlamalar yapılmıştır. Tüm tedavi alanlarında
kurşun korumalar olduğundan kalibrasyon
ışınlamaları da blok tepsisi ile yapılmıştır. Hasta planlamaları, yarım demet alanlarla planlandığı
için 10x10 cm2 alan boyutları da asimetrik olarak
açılmıştır.
Giriş dozu ölçümüne benzer şekilde bir yarıiletken
detektör hüzmenin çıkış yüzeyi üzerine yerleştirilerek
ve bu yüzeyden fantomda dmax'ta konumlanmış
bir iyon odasının yanıtıyla karşılaştırılarak
bir çıkış dozu kalibrasyon faktörü Fçıkış belirlenmiştir.
Çıkış dozu kalibrasyon faktörü Fçıkış=Dçıkış/
Rçıkış,diyot
Çıkış dozu kalibrasyonu için uygulanan referans
koşullar ile ilgili olarak hastanın kalınlığı ek
bir değişken oluşturmaktadır. Kalibrasyon fantom
kalınlığı, klinik koşullarda karşılaşılan ortalama
kalınlığa tercihen eşit olmalıdır. Tek bir çıkış kalibrasyon
faktörünün bir kontrolü de aynı zamanda
iki veya üç tipik kalınlık için önerilmektedir. Çıkış
dozu kalibrasyonu için Şekil 3'deki ölçüm düzeneği
kurulmuştur.
Sekil 3: Çıkış dozu ölçümü için diyot kalibrasyon düzeneği.
Dozimetrik ölçümler için referans koşullar olan
gantri açısı 180°, kaynak-cilt mesafesi (SSD)= 95
cm, 10x10 cm2 alan boyutları, 10 cm fantom kalınlığı,
0° kollimasyon açısı ve blok tepsisi ile ışınlamalar yapılmıştır. Hasta planlamaları, asimetrik
alanlarla planlandığı için 10x10 cm2 alan boyutları
da asimetrik olarak açılmıştır. Diyotlar, fantom
üzerine; iyon odası, fantom çıkış yüzeyinden kalibre
edilecekleri enerji için maksimum doz derinliğine
yerleştirilmiştir.
Kalibrasyon faktörünün belirlenmesinden sonra
referans şartların dışındaki durumlarda diyot okumasını
etkileyecek değişimlerin düzeltilmesi amacıyla
bir düzeltme faktörleri kümesi oluşturulmalıdır.
Diyot cevabını etkileyen en önemli faktörler;
alan büyüklüğü, SSD, kama filtre gibi ışın düzenleyicilerin
varlığı ve demet yönelimidir. Bu faktörlerin
diyot sinyaline etkileri, dedektörün referans durumda
maksimum doz derinliğindeki dozuna, hem
diyot kristalinin hemde diyot dışındaki ortamdan
(fantom, doku vb.) saçılan dozların da etki etmesi
şeklindedir. Düzeltme faktörleri, klinik durumdaki
diyot ve iyon odası okumalarının oranlarının referans
koşullardaki aynı oranlara normalize edilmesiyle
bulunur.[4]
CFi = CFalan büyüklüğü CF SSD CFkama filtre
Bağımlılıkların incelenmesinde giriş dozu ve
çıkış dozu düzeltme faktörleri farklı parametreler
için belirlenmiştir. Diyotlar için alınan düzeltme
faktörlerinin belirlenmesinde alan bağımlılığına
7x7 cm2 ile 20x20 cm2 alan boyutları arasında, SSD
bağımlılığına 90 cm ile 100 cm arasında, kama filtre
açısı bağımlılığına ise 0° ile 45° açıları arasında
bakılmıştır. Giriş dozu kalibrasyonu ölçümlerinde
fantom kalınlığı ölçüm sonuçları için bir önem teşkil
etmezken çıkış dozu kalibrasyonu ölçümlerinde
fantom kalınlığı ölçüm sonuçlarını etkilemektedir.
Bu yüzden kullanılan diyotların giriş dozu kalibrasyonu
sırasında kalınlık hesaba katılmazken çıkış
dozu kalibrasyonunda fantom kalınlığı hesaba
katılmıştır. Hasta planlamalarımızın hepsinde blok
tepsisi kullandığımız için bütün düzeltme faktörü
ölçümleri, blok tepsisi kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Tedavi sırasında hasta üzerinde alınan ölçümler,
diyotlar maske üzerine yapıştırılarak yapıldığından
sıcaklık düzeltmesi yapılmamıştır. Farklı
gantri açıları için alınan ölçümler sonucu, çok küçük
sapmalar görüldüğünden gantri açı bağımlılığı
incelenmemiştir.
SSD ve Kalınlığa Bağımlılığın İncelenmesi
Alan Boyutu Bağımlılığının İncelenmesi
Kama Filtre Açısı Bağımlılığının İncelenmesi
Hasta Planlaması
Sekil 4: Asimetrik (yarım demet alanlardan oluşan) hasta tedavi alanları.
Tablo 1: Üç hastada, supra, sağ ve sol tedavi alanları için kullanılan kama filtre açısı değerleri
Diyotların kalibrasyon sırasında merkeze göre
yerleri göz önünde bulundurulup hasta üzerinde
konumlandırılarak ölçümler alınmış ve değerler
kaydedilmiştir. Maske üzerine yerleştirilen diyotlar,
kalibre edildikleri gibi dmax'daki (1.5 cm derinlikteki)
dozu ölçmektedir (Şekil 5, 6).
Sekil 5: Supra alanı giriş dozu ölçüm noktası.
Hastalar üzerinde on gün boyunca ölçümler
alınmış olup ölçümler sırasında diyotlar maske
üzerine yapıştırılmış ve her ölçüm öncesi diyotlara
sinyal kalibrasyonu yapılmıştır.
Fgiriş = Giriş dozu kalibrasyon faktörü
Dgiriş = Giriş dozu
Rgiriş, diyot = Giriş diyot sinyal okuması
Fkal = (Diyon odası/ Rdiyot)ref şart
Dgiriş = Giriş dozu
Rgiriş, diyot = Giriş diyot sinyal okuması
Fkal = Kalibrasyon faktörü
ΠCFi = Düzeltme faktörü
Diyon odası = Referans şartlarda (diyotların kalibre edildiği şartlar) iyon odası dozu
Fçıkış = Çıkış dozu kalibrasyon faktörü
Dçıkış = Çıkış dozu
Rçıkış, diyot = Çıkış diyot sinyal okuması
CF = (Riyon odası /Rdiyot) klinik şart/(Riyon odası /Rdiyot)
referans şart
CFi = i. Düzeltme faktörü
CFalan büyüklüğü = Farklı alan boyutlarından gelen
düzeltme faktörü
CFSSD = SSD değişiminden gelen düzeltme faktörü
CFkama filtre= Farklı kama filtre açıları değişiminden
gelen düzeltme faktörü
CF = Düzeltme faktörü
Riyon odası = Diyot sinyali okuması
Riyon odası = İyon odası sinyali okuması
SSD değişiminin diyot okumalarına etkisi incelenirken
gantri ve kolimatör açısı 0°'dir. Alan boyutu
10x10 cm2'lik referans değerdedir. Diyotlar
kalibrasyon ölçümleri sırasında bulundukları konumlarda
yerleştirilmişlerdir. Giriş dozu düzeltme
faktörleri lateral alanlara yerleştirilecek diyotlar
için SSD=90, 95 ve 100 cm'de, Supra alanına yerleştirilecek
diyot için SSD=90, 95 ve 100 cm'de
belirlenmiştir. Çıkış dozu kalibrasyon ölçümlerinde;
tüm alanlarımız izosentrik olduğu için hastanın
kalınlığına bağlı olarak SSD değişmektedir.
Bu nedenle çıkış dozu kalibrasyonunda SSD ve
kalınlık tek değişken olarak ele alınmıştır. Lateral sahalara yerleştirilecek diyotlar için çıkış dozu düzeltme
faktörleri gantri 180°'de. SSD=90 cm iken
20 cm kalınlıkta, SSD=92.5 iken 15 cm kalınlıkta,
SSD=95 iken 10 cm fantom kalınlığında belirlenmiştir.
Alan boyutunun diyot okumalarına etkisinin
incelenmesinde kullanılan düzenek, kalibrasyon
sırasında kullanılan düzenek ile aynıdır. Giriş dozu
düzeltme faktörlerinin belirlenmesi sırasında gantri
ve kollimatör açısı 0°'dir. Lateral alan diyotlarının
giriş dozu düzeltme faktörleri için SSD=100
cm'de 7x7, 10x10, 15x15, 20x20 cm2'de, supra
alanının diyotu için giriş dozu düzeltme faktörleri
10x10, 15x15, 20x20 cm2 alan boyutlarında ölçümler
alınmıştır. Lateral alan diyotları çıkış dozu
düzeltme faktörleri gantri açısı 180° ve kolimatör açısı 0°, SSD=95 cm'de 7x7, 10x10, 15x15, 20x20
cm2 alan boyutlarında belirlenmiştir.
Kama filtre açısının diyot okumalarına etkisinin
incelenmesinde kullanılan düzenek, kalibrasyon
sırasında kullanılan düzenek ile aynıdır. Lateral ve
supra alan diyotları giriş dozu düzeltme faktörleri
için SSD=100 cm, gantri 0°'de, lateral alan diyotları
çıkış dozu düzeltme faktörleri SSD=95 cm,
gantri 180°'de 0°, 15°, 30°, 45°'lik açılarda belirlenmiştir.
Üç baş-boyun hastasının bilgisayarlı tomografi
kesitleri PrecisePlan tedavi planlama sisteminine
aktarılmıştır. Kesitler üzerinde kritik organlar ve
tümör çizilmiş, daha sonra da iki yan, bir supraklaviküler alanlar günlük 2 Gy alacak şekilde planlamaları
yapılmıştır. Yapılan planlama sonucunda tedavi
alanları için kullanılan kama filtre açıları tablo
1'de gösterilmiştir. Yapılan tedavi planlamalarına
uygun ışınlamalar için simülatör cihazında alanlar
ve koruma blokları kontrol edilmiş ve tedavi alanı
merkezleri işaretlenmiştir. Tedavi alanları ve huzme
yönleri Şekil 4'te gösterilmiştir.
Results
Her hasta için tedavi sırasında diyotlarla giriş- çıkış dozları ölçülmüş, günlük kalibrasyon değerleri ve düzeltme faktörleri sonuçlarına göre hastaların tedavi dozları hesaplanmıştır. Düzeltme faktörü;
Fkal =FSSD x FAlan Boyutu x FKama filtre
Giriş-çıkış dozları;
[(Beklenen Doz Değeri x 100) / Kalibrasyon
değeri] x Düzeltme Faktörü
Her hasta için planlama giriş-çıkış dozları ve tedavi sırasında diyotlarla alınan giriş-çıkış dozları ölçülmüş ve günlük kalibrasyon değerlerine göre normalize edilip çeşitli parametrelere göre faktörlerle çarpılarak hesaplanmıştır. Bu dozlar arasındaki farklar ve standart sapmalar hesaplanmıştır.
Sonuçlar her hasta için Tablo 2'de gösterilmiştir. Giriş dozlarında beklenen ve ölçülen dozlar ortalama %2.3 fark (SD=±0.7), çıkış dozlarında ise ortalama %1.9 fark (SD=±1.4) bulunmuştur. Bu sonuçlar doğrultusunda beklenen ve ölçülen giriş- çıkış dozlarının standart sapmaları ve ortalama farkları incelenmiş ve bunlar arasında büyük bir fark olmadığı görülmüştür.
Discussion
Baş-boyun kanserlerinin radyoterapisinde bölgesel kontrolü arttırmak ve komplikasyonları azaltmak için belirlenen dozun doğrulukla uygulanması çok önemlidir. Tedavilerin doğruluğu için doz hesabında kullanılan parametrelerin düzgün bir şekilde ölçülmesi dışında ışınlanan alan ve verilen doz için çeşitli yöntemlerle kalite kontrolün yapılması gerekmektedir. Yapılan çalışmada, hasta tedavisi sırasında doz doğruluğunun kontrol edilebilmesine olanak sağlayan in vivo diyot dozimetri sistemi kullanılmış ve ölçülen dozlarla hesaplanan dozlar karşılaştırılmıştır.Blyth ve arkadaşları çalışmalarında beklenen dozlarla karşılaştırdıklarında giriş dozları için %-1.29 (SD=±2.97) değerinde bir farklılık bulmuşlardır. Çıkış dozları ölçümleri sonucunda ise ortalama ölçülen çıkış dozları beklenenden % 2.84 (SD=±3.54) daha düşük bulunmuştur.[9]
Millwater ve arkadaşlarının da yaptığı benzer çalışmada 50 baş-boyun hastası üzerinde giriş-çıkış dozu ölçümleri yapılmıştır. Ölçülen ve hesaplanan giriş dozları arasında önemli bir fark saptanmamıştır (%+0.4, (SD=2.7). Ölçülen ve beklenen giriş dozları arasındaki fark, 284 ölçümün 16'sında %5'den büyük (%6) bulunmuştur. Ölçülen çıkış dozları ise beklenenden %2.4 (SD=%4.8) daha düşük bulunmuştur. Ölçülen ve beklenen çıkış dozları arasındaki fark 207 ölçümün 67'sinde %5'den büyük olarak %32 belirlenmiştir.[10]
Strojnik yaptığı çalışmada farklı SSD'ler, alan boyutları ve gantri açıları için düzeltme faktörleri belirlemişlerdir. Gantri açısı bağımlılığı %1'in içinde bulunduğu için ve farklı sıcaklıklar için bağımlılık incelemek oldukça zor olduğundan bu parametrelerin düzeltme faktörleri ihmal edilmiştir. Giriş dozları için ICRU'nun tavsiye ettiği %5, çıkış dozları için de %8 tolerans değerlerine göre değerlendirme yapmışlardır. 302 hastanın (%9) 27'sinde in vivo doz ölçümleri sonuçları belirlenen tolerans değerini aşmıştır.[11]
Alshaikh ve arkadaşları diyotları kalibre ettikten sonra diyotların oldukça doğru doz okuduklarını saptamışlardır. Toplam olarak verilen 1800 cGy doz için diyot okumalarında maksimum sapma %0.1 olarak bulunmuştur.[12]
Fiorino ve arkadaşları da yaptıkları benzer çalışmada in vivo dozimetre ile giriş dozu ölçümleri almış ve planlama sistemi dozları ile karşılaştırmışlardır. Beş yıllık bir periyotta 1433 hasta üzerinde yapılan çalışmada 6 MV x-ışını kullanmışlardır. İn vivo dozimetri sisteminde p-tipi diyotlarla aldıkları giriş dozu ölçüm sonuçlarını planlama sistemi dozlarıyla karşılaştırmış ve %5 tolerans değerini aşan bulgularda tüm tedavi parametrelerini kontrol edip ölçümleri tekrarlamışlardır.[13]
Hastadaki absorbe dozu etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bu faktörlerden bazıları enerji, derinlik, alan büyüklüğü, kaynaktan uzaklık (SSD), kama filtre açısı, blok tepsisi kullanımıdır. Bu durumda hasta içerisindeki dozu hesaplamak için derin doz parametrelerini etkileyebilecek yukarıda bahsedilen faktörlerin iyi bilinmesi gerekmektedir.
Çalışmamızda sözü edilen durumlar göz önünde bulundurularak her hasta için ardarda alınan on fraksiyon boyunca hasta giriş-çıkış dozları diyot dedektörlerle ölçülmüş ve elde edilen bulgular tedavi planlama sistemi dozlarıyla karşılaştırılmıştır.
Önce 6 MV X ışını ile diyotların kalibrasyonu yapılmış ve daha sonra klinikte tedavi süresi hesabını, dolayısıyla verilen dozu etkileyen parametreler olan SSD, alan boyutu ve kama filtre açısı bağımlılıklarına bakılmıştır. Lateral ve supra alanlarındaki diyotlar için sırasıyla SSD bağımlılığı en fazla 1.017, 1.018 ve 1.011; alan boyutu bağımlılığı en fazla 1.020, 1.020 ve 1.013; kama filtre açısı bağımlılığı en fazla 1.052, 1.051 ve 1.023 olarak belirlenmiştir. Her parametre için tekrarlanan ölçümler sonucu grafikler çizilmiş ve hasta tedavisinde kullanılan bu parametreler için grafiklerden okumalar yapılmıştır.
6 MV ile tedavi edilen üç baş-boyun hastası için tedavileri sırasında ardarda 10 gün boyunca alınan diyot okumaları düzeltme faktörleri ile çarpılmış ve planlama sistemi dozları ile karşılaştırılmıştır. Birinci hasta için supra alanında giriş dozunda beklenen ve ölçülen doz farkı %1.0 (SD=%0.9), ikinci hasta için %2.3 (SD=%0.9), üçüncü hasta için %2.4 (SD=%0.6) olarak bulunmuştur.
Birinci hasta için sağ yan giriş dozunda beklenen ve ölçülen doz farkı %3.7 (SD=%1.1), sol yan giriş dozunda ise %1.6 (SD=%0.9); ikinci hasta için sağ yan giriş dozunda %3.4 (SD=%0.4), sol yan giriş dozunda ise %0.8 SD ile %1.9; üçüncü hasta için sağ yan giriş dozunda %1.4 (SD=%0.7), sol yan giriş dozunda ise %0.3 (SD=%0.4) bulunmuştur. Çıkış dozlarında beklenen ve ölçülen doz farkı birinci hasta için sağ yanda %1.0(SD=%1.5), sol yanda %2.3(SD=%1.0); ikinci hasta için sağ yanda %2.0(SD=%1.3), sol yanda %2.8 (SD=%1.6); üçüncü hasta için sağ yanda %2.4 (SD=%1.4), sol yanda ise %1.0 (SD=%1.4) bulunmuştur.
Bu sonuçlar doğrultusunda giriş dozlarında beklenen ve ölçülen dozlar için ortalama %2.3 fark (SD=%0.7), çıkış dozlarında ise %1.9 fark (SD=%1.4) bulunmuştur.
Conclusion
Diyotların birçok merkezde kullanımında genel olarak %5 değerinde değişen müdahale seviyesi uygulanmaktadır.[5,12,13] Buna göre bu değerler içerisinde yer alan bütün sonuçlar için hasta tedavisi doğru kabul edilmekte, bu değerler dışında bulunan sonuçlar için tedaviyle ilgili bütün veriler, hasta set-up'ı ve diyot pozisyonları kontrol edilip tekrar ölçüm alınmaktadır. Yaptığımız çalışma sonuçlarını %5 tolerans değerleri içinde değerlendirdiğimizde hasta tedavilerinin doğru olduğu sonucuna varılmıştır.References
1) Noel A, Aletti P, Bey P, Malissard L. Detection of errors
in individual patients in radiotherapy by systematic in
vivo dosimetry. Radiother Oncol 1995;34(2):144-51.
2) Georg D, De Ost B, Hoornaert MT, Pilette P, Van
Dam J, Van Dycke M, et al. Build-up modification of
commercial diodes for entrance dose measurements
in ‘higher energy' photon beams. Radiother Oncol
1999;51(3):249-56.
3) Loncol T, Greffe JL, Vynckier S, Scalliet P. Entrance and
exit dose measurements with semiconductors and thermoluminescent
dosemeters: a comparison of methods
and in vivo results. Radiother Oncol 1996;41(2):179-87.
4) Huyskens D, Bogaerts R, Verstraete J, Lööf M, Nyström
H, Fiorino C, et al. Practical guidelines for the
implementation of in-vivo dosimetry with diodes in external
radiotherapy photon beams (entrance dose). 1st.
ed. ESTRO Booklet 5. 2001. p. 13-28.
5) Adeyemi A, Lord J. An audit of radiotherapy patient
doses measured with in vivo semiconductor detectors.
Br J Radiol 1997;70(832):399-408.
6) Meigooni AS, Sowards K, Myron G. Evaluation of
the veridose in vivo dosimetry system. Med Dosim
2002;27(1):29-36.
7) Meiler RJ, Podgorsak MB. Characterization of the response
of commercial diode detectors used for in vivo
dosimetry. Med Dosim 1997;22(1):31-7.
8) Hernigou P, Marce D, Julieron A, Marinello G, Dormont
D. Bone sterilization by radiation and the HIV
virus. [Article in French] Rev Chir Orthop Reparatrice
Appar Mot 1993;79(6):445-51. [Abstract]
9) Blyth C, McLeod AS, Thwaites DI. A pilot study of the
use of in-vivo diode dosimetry for quality assurance in
radiotherapy. Radiography 1997;3(2):131-42.
10) Millwater CJ, MacLeod AS, Thwaites DI. In vivo
semiconductor dosimetry as part of routine quality assurance.
Br J Radiol 1998;71(846):661-8.
11) Strojnik A. In vivo dosimetry with diodes in radiotherapy
patients treated with four field box technique.
Medicon 2007;16(23):891-94.