2Dr. Abdurrahman Yurtarslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği, Ankara
Summary
Standart foton radyoterapisi ile çevre normal dokular korunurken tümörün yok edilmesi amaçlanır. Yinede sağlıklı doku yan etki ve ikincil kanser riski belli bir oranda bulunmaktadır. Parçacık tedavisinin bir çeşidi olan proton tedavisi ile çıkış dozunu sıfırlayarak homojen bir doz dağılımı sağlanabilir. Bu da proton tedavisinin özellikle kritik yapılara yakın yerleşimli tümör tiplerinde iyi bir tedavi seçeneği olabileceğini göstermektedir. Her nekadar foton tedavisine karşın daha iyi bir doz dağılımı sağlansada; Hangi hasta fayda görecek? Proton tedavisi ile doz artışı olabilir mi? Tedavi süresi kısaltılabilir mi? Fiyat analizleri etkinlikle uygun mu? gibi cevaplanması gereken birtakım sorular bulunmaktadır. Proton tedavisinin kullanımı klinikte daha iyi lokal kontrol, daha iyi sağkalım ve daha az toksisiteye neden olabilir. Şu anki veriler proton için kısıtlı endikasyon sunmaktadır. Doğruluğu kanıtlayacak çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu derlemede proton tedavisinin özellikleri ve çeşitli endikasyonlarda klinik uygulanabilirliği özetlenmeye çalışılmıştır.Introduction
Konvansiyonel foton radyasyon tedavisinin lokal bölgesel kanser tedavisinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Tedavide tümöre maksimum dozu verirken çevre sağlam doku ve organların en az etkilenmesi amaçlanmaktadır. Klinik kanıtlar radyoterapide (RT) hem genel sağkalım hem de lokal kontrol için doz cevap ilişkisi olduğunu bildirmektedir. Bu amaçla tedavide doz artırımı ya da kemoterapi ile beraber uygulama yaparak doz etkinliğinin artırılması yapılmaktadır. Bu da toksisitenin artışına neden olmaktadır. Günümüze kadar foton radyoterapi tekniklerinde ve cihazlarında belirgin gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerle hedef tümör volümüne yüksek doz radyasyon uygulanırken çevre normal dokuların daha az doz alması sağlanır. Her ne kadar konformal RT ve yoğunluk ayarlı radyoterapi (YART) ile normal doku toksisitesi azaltılmaya çalışılsa da foton ışınının rölatif yüksek çıkış dozu tedavi doz artışını ve toksisite azaltma etkisini sınırlamaktadır.Proton tedavisi eksternal radyoterapi yöntemlerinden biridir. Foton radyoterapisi ile karşılaştırıldığında doz dağılımındaki üstünlüğe bağlı bazı avantajlar sağlamaktadır. Hızlandırılmış iyonize partiküllerin hedef tümör üzerinde öldürücü etkisi vardır ve büyük kitle özelliğinden dolayı doku içinde çok fazla saçılıma neden olmadan, yine belli bir mesafede enerjisini sonlandırarak etkisini göstermektedir.[1,2]
Bu derlemenin amacı proton ışınının fiziksel ve biyolojik özelliklerini, teknolojik olarak üstünlüklerini anlatmak, aynı zamanda şimdiye kadar yapılan ve planlanan klinik çalışmaları özetlemektir.
Tarihi
Proton ilk defa 1946'da Robert Wilson tarafından
tedavide kullanımı önerilmiştir.[3] İlk hasta
uygulamaları 1954'de Lawrence ve ark. tarafından
bildirilmiştir.[4] Bunu takiben İsveç Uppsala Üniversitesi
ve USA Harvard Üniversitesi MGH'de
(Massachusetts General Hospital) kilinik tedavi
uygulamaları başlamıştır. Bu zamanda proton ışın
kaynağı üreten akseleratörler istenilen her derinliğe
ulaşabilecek enerji seviyelerine sahip olmadıkları
için uygulamalar ancak vücudun belirli bölgelerinde
sınırlı kalmıştır. Bu uygulamalar arasında
glioblastoma, hipofiz adenomları, serebral arteriyo-
venöz anevrizmalar, kafa tabanı sarkomları ve
uveal melanomlar bulunmaktadır.[5] Hastane temelli
proton tedavisi 1990'da Loma Linda Üniversitesinde
başlamış ve 2008 yılı sonuna kadar yaklaşık
13 bin hasta tedavi edilmiştir.[6] 2001'de MGH'de,
2006'da MD Anderson kanser merkezinde proton
tedavi merkezleri faaliyete geçmiştir.1980'lerden
2000'li yıllara kadar araştırma enstitüleri içinde
veya hastane temelli olmak üzere geniş bir yelpazede
büyük bir çoğrafik bölgede proton tedavisi
yayılmıştır. Şu anda dünyada yaklaşık 40 merkez
faaliyettedir, 1954'den bu yana tedavi edilen hasta
sayısı (proton+ağır iyon) 100.000'e ulaşmıştır.[7]
Fiziksel ve Biyolojik Yönü
Proton pozitif yüklü ağır bir parçacık olduğu
için madde içinde daha küçük açılarla saçılarak
ilerler ve tedavi alanı yan kenarlarında daha keskin
sınırlı ışın demeti sağlar.[8,9] Ortamda ilerlerken
neden olduğu iyonizasyon ve eksitasyonla oluşan
enerji kaybı hızı partikül yükünün karesi ile doğru,
hızının karesi ile ters orantılıdır. Partikül enerjisini
kaybettikçe yavaşlar ve yol boyunca enerji kaybı hızı artar. Partikülün hızı, hedef sınırın sonunda sıfıra
ulaştığında enerji kaybı maksimumdur. Derin
doz dağılımı ortamdaki enerji kaybı hızıyla ilişkilidir.
Monoenerjitik proton ışını için başlangıç derinliğinde
yavaş bir artış vardır, hedef sınırın sonunda
keskin bir artış takip eder. Bu partikülün sınırının
sonundaki keskin doz artışı “bragg peak” olarak adlandırılır.
Bu özellik proton tedavisinde hedef doku
yakınındaki komşu sağlam dokuların korunmasını
ve hedefde homojen doz dağılımını sağlar.[8,9] Monoenerjitik
proton ışını hedef volümü kapsaması
için oldukça dardır. Daha geniş bir ışın kaplama
alanı sağlamak için çeşitli enerjilerdeki çeşitli ışınların
çakıştırılması ile dar “Bragg peak” alanı genişletilebilir.
Bu da “spread-out Bragg peak” SOBP
(genişletilmiş Bragg-peak) olarak adlandırılır.[8,9]
Partikülün kütlesine bağlı olarak girdiği ortamda belli bir hızda enerji kaybı olur, bu da lineer enerji transferi (LET) olarak ölçülebilir. Aynı zamanda rölatif biyolojik efektif (RBE) doz ile yakından ilişkilidir. RBE 250 kV X-ışını ile elde edilen spesifik etki yapan dozun herhangi bir radyasyonun aynı etkiyi elde eden doza oranıdır. LET arttıkça RBE doz artar. Protonun LET'i fotonlara göre yüksek olmasına rağmen RBE doz hemen hemen aynıdır ve 1.0 olarak kabul edilir.[8,10,11] Protonun RBE dozu dokunun tipine, doza, doz hızına, enerjiye ve penetrasyon derinliğine bağlıdır. Bu yüzden Proton RBE dozu Bragg peak sonunda 2.05'e yükselebilir.[8,12] Standart foton radyasyonla proton arasında OER (oksijen artırma oranı) (2.5- 3) açısından bir fark bulunmadığı yapılan çalışmalarla gösterilmiştir.[13,14]
Klinikte kullanılmak için elde edilen proton ışının enerji sınırı 250 MeV'a kadar ulaşmaktadır. Proton lineer akseleratör, siklotron veya sinkrotron kullanılarak yüksek enerjiye hızlandırılabilir. Konvansiyonel lineer akseleratörler proton ve ağır parçaçıkların klinikte kullanılabilecek yüksek enerjiye ulaşmalarını sağlayabilmek için çok geniş bir alan gerektiriler bu yüzden çok uygun değillerdir. Bu nedenle siklotron ve sinkrotron proton tedavisi için esas hızlandırıcılar olarak kullanılırlar.[8] Siklotron da sabit bir enerjide sürekli ve yüksek enerjili ışın elde edilirken,[15] sinkrotronda farklı manyetik ve elektrik alanlarla farklı enerjilerde ışın elde edilir.[16] Siklotronda enerji azaltıcılarla ışının sınırı ve yoğunluğu modifiye edilerek herhangi bir derinlikteki tümör tedavi edilebilir. Enerji azaltıcılarında nötron kontaminasyonu problemi vardır ve çevrede daha fazla koruma gerektirir. Sinkrotronda ise istenilen enerjide proton üretilebilir.[8] Günümüzde teknolojik ilerlemelerle “yüksek eğimli elektrostatik akseleratörler (DWA)” ve “lazer plazma partikül akseleratörler” ile farklı konfigürasyonlarda ve boyutlarda yeni arayışlar devam etmektedir.[17]
Elde edilen ışın magnetik yollarla tedavi odasına ulaştırılır. Işın dağılım yolları tek bir hızlandırıcıdan birçok tedavi odasına ulaşabilir. Tedavi odasına ulaştıktan sonra radyasyonun verilmesi için iki yol vardır. Birinci yol hasta etrafında 360 derece dönebilen oldukça geniş kafa- Gantry ile olur. Diğer bir yolda fiks beam olarak adlandırılan tek bir yönde radyasyonun verilmesidir. Bu yöntemde hasta koltuğu hareketleri ile çeşitli açılardan tedavi sağlanabilir.[18]
Proton tedavisi dikkatli tedavi planlaması gerektirir. Konvansiyonel foton radyoterapisinde kullanılan ileri planlama teknikler proton tedavisine adapte edilerek geliştirilmeye çalışılmaktadır. Kullanılan ve gelişme aşamasındaki bazı teknikler şunlardır. Yamalı alan radyasyon,[19] solunum ayarlı radyasyon,[20] IMPT (yoğunluk ayarlı proton tedavisi).
Proton Foton Karşılaştırmalı
Özellikleri
Proton tedavisinin foton radyasyona göre en büyük
avantajı derin doz dağılımındaki farka dayanır.
Modüle edilmemiş proton radyasyonu nispeten
daha küçük ama belli bir derinlik sınırına ulaşıncaya
kadar sabit dozda gider ve enerjisinin büyük
bir çoğunluğunu 0.5-1 cm gibi bir mesafede boşaltır
(Bragg peak) bu alanın gerisinde kalan normal
doku korunmuş olur.[21] Modüle edilmemiş proton
demeti ile tümör volümünü kapsamak zor olduğu
için modülasyon ile SOBP (genişletilmiş Braggpeak)
oluşturularak istenilen tümör volümü kapsanması
sağlanabilir. Demetin modülasyonu foton
demetinden daha yüksek cilt dozu oluşmasına neden
olan giriş dozu ile sonuçlanır. Buna karşın doz
hedefin proksimalinde daha düşük, distalinde ise
sıfıra ulaşmaktadır. Foton tedavisinde nispeten düşük yüzey dozu, hızla yükselen ve çabuk ulaşılan
build-up noktası olarak tanımlanan maksimum doz
bölgesi ve istenilen derinlikte yüksek dozla birlikte
fotonun vücuttan çıkışına kadar giderek azalan
doz bölgesi bulunmaktadır. Proton küçük bir
alanda enerjisinin büyük bir kısmını verdiği için
fotona göre doku heterojenitesinden daha çok etkilenir.
Daha kesin ve dikkatli planlama gerektirir.
İmmobilizasyon ve görüntü rehberliğinde tedavi
doğruluğu büyük önem taşır. Protonla verilen doz
“Kobalt Gray Eşdeğeri (CGE)” olarak tanımlanır.
CGE gray olarak ölçülen proton dozunun BED ile
çarpımına eşittir.[8,9]
Foton tedavisinde son zamanlarda kullanılan teknik yoğunluk ayarlı radyoterapidir. Konvansiyonel üç boyutlu tedaviye göre daha yüksek tümör dozu ve /veya normal dokuların daha iyi korunması sağlanır. Bunun sonucunda düşük doz alan normal doku volümü artar ve yüksek vücut dozu ile sonuçlanır. Bu da geç yan etkilerin ve ikincil kanserlerin artışına neden olabilir.[8,9] Özellikle çocukluk çağı uygulamalarında önem taşır.[22] Son yıllardaki araştırma ve uygulama aşamasında olan Yoğunluk ayarlı proton tedavisi (IMPT) standart proton ve YART göre daha üstün doz dağılımı göstermektedir.[23]
Klinik Uygulamalar
Orbital Tümörler
Orbital tümörler içinde en sık melanom görülür.
Görme kaybına neden olur ve yayıldığında prognozu
oldukça kötüdür.[24] İlerleyen tedavi yöntemleri
sayesinde kür şansı ile birlikte göz korunmaya
çalışılır. Lokal tedavi seçenekleri arasında lokal rezeksiyon,
enükleasyon, transpupiller termoterapi,
fotodinamik terapi, plak uygulaması, stereotaktik
foton radyoterapisi ve proton tedavisi sayılabilir.
Lokal tedavinin başarı oranı tümörün büyüklüğü
ve lokalizasyonu ile değişmektedir. Erken evre tümörlerde
farklı tedavi seçeneklerinin lokal tümör
kontrolü ve sağkalım etkileri benzer bulunmuştur.
[25] Lokal tedavide protonun etkisini gösteren birçok
çalışma yayınlanmıştır.[26,27] İki ileriye yönelik
faz I-II doz çalışmasında total 594 hasta[26,28] değerlendirilmiş,
yedi geriye dönük çalışmada da proton
ve I-125 plak tedavisi karşılaştırılmıştır ve sonuçta toplam 8928 hasta değerlendirilmiştir.[26,29-33] Optik
nöropati riski nedeniyle plak radyoterapisine uygun
olmayan arkada yerleşmiş, optik sinir ya da
foveaya yakın ve kalınlığı 5 mm'den fazla tümör
tedavisinde proton radyoterapisi bir seçenek olabilir
sonucuna varılmıştır.
1975-1997 arasında 2060 proton uygulanan hastanın değerlendirildiği çalışmada lokal kontrol beş yıllık %99, 10 yıllık %98 olarak bildirilmiştir. [34] Proton tedavisi ile göz korunmasının değerlendirildiği bir çalışmada beş yılda %88.9, 10 yılda %86.2 ve 15 yılda %86.2'lik sonuçlar elde edilmiştir. Tedavi sonundaki enükleasyon riski tümörün büyüklüğüne, optik diske yakınlığına, göz içi basıncına ve tedavi sırasındaki retinal çekintilerin derecesine bağlı olduğu söylenmektedir. Küçük tümörler için göz korunması tedavi tekniği optimizasyonu ile %97.1'den %100'e, büyük tümörlerde ise %71.1'den %89.5'e çıkmıştır.[20] Bu grup hastada fraksiyone stereotaktik foton tedavisi ile de proton tedavisine benzer kontrol ve toksisite bildirilmektedir. Lokal kontrol oranı %98, enükleasyona giden hasta oranı %10-15'dir.[35-41]
Sonuç olarak, orbital melanomlarda lokal eksternal radyoterapi kabuledilebilir toksisite ile uygulanabilir. Şu an için proton tedavisinin foton tedavisine bir üstünlüğü gösterilememiştir.
Çocukluk Çağı Kanserleri
Çocukluk çağı kanserlerinde özellikle santral
sinir sistemi tümörleri ve kemik ve yumuşak doku
sarkomlarında radyoterapi tedavi tamamlayıcı bir
komponenttir. Bu grup hastalarda %60-70 oranında
sağkalım sağlanırken belirgin oranda tedaviye bağlı
morbidite gözlenmektedir.[42] Bugünkü foton teknikleri
ile tedavi konformalitesi artarken düşük doz
alan normal doku volümüde artmaktadır. Bu da tedavide
doz sınırlamalarına neden olmaktadır. Aynı
zamanda radyasyona az duyarlı tümörlerde doz artışı
gerekliliği normal doku tolerans sınırlarını aştığı
için uygulanabilirliği azaltmaktadır. 1990'larda
proton radyoterapisi erişkin hastalarda güvenli uygulamaları
gösterildikten sonra çocukluk çağı kanserlerinde
de kullanımı artmaya başlamıştır. Proton
radyoterapisi, hem tümör volümü arkasındaki
ışınlanan volüm dozunu azalttığı için hem de ileri teknik foton tedavisine göre integral dozu azalttığı
için alternatif bir tedavi yöntemi olarak önemi
artmaktadır.[43] Santral sinir sistemi kanserlerinde
ileri foton radyoterapi tekniklerinin karşılaştırıldığı
çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda 5Gy doz
intensity-modulated radiation therapy (IMRT) ile
verildiğinde orbital kemik integral dozu %69, üç
boyutlu konformal radyoterapi ile %25 saptanmıştır.
Aynı doz proton tedavisi ile karşılaştırıldığında
orbital kemik integral dozu %10 olarak bulunmuştur.[44] Çevre normal doku doz azaltılmasının sağlanması
radyasyona bağlı ikincil kanser gelişim
riskinide azaltacaktır.[45] Dört çalışmada kafa tabanı
tümör tanısı olan ortalama yaş 11.5, 128 hastanın
proton tedavi sonuçları değerlendirilmiş, beş yıllık
sağkalım %72-100 arasında bulunmuştur. Tolerans
sınırları içinde akut ve geç toksisiteye rastlanılmıştır.[46-48] Ortalama yaş 3.3 olan 16 yumuşak doku
sarkomlu hastanın değerlendirildiği çalışmada 18.6
aylık ortalama takipte lokal kontrol %75, sağkalım
%69 olarak bulunmuştur.[49] MGH grup tarafından
yapılan medullablastomada KSI (kraniyo spinal
radyoterapi) ve posteriyor fossa radyoterapisi standart
foton, IMRT ve proton uygulaması ile karşılaştırılmış,
IMRT ve proton tedavisi ile daha çok
normal doku korunabildiği gözlenmiştir. Posteriyor
fossa boost tedavisi uygulandığında kokleanın
standart tedavi ile %90'nın aldığı doz verilen dozun
%101'inden, IMRT ile %33'e, proton ile %2'ye
düştüğü görülmüştür. Kalbin %50 volümü standart
tedavi ile verilen dozun %72'sini alırken IMRT ile
%30'a, proton ile %0.5'e düştüğü görülmüştür.[50]
Proton tedavisi ile yapılan erken çalışmalar tedavinin
iyi tolere edildiğini ve foton tedavisi ile benzer
sonuçlar elde edildiğini göstermektedir. Foton ve
proton uygulamaları arasında karşılaştırmalı, randomize
faz III çalışma yapılması hem zor hem de
çok katkı sağlamayacaktır. Şu anki pediatrik kanser
radyoterapisindeki çalışmaların hipotetik yaklaşımları
spesifik faydaları açısından proton lehine
kurulmaktadır. Yoğunluk ayarlı proton tedavi
uygulamalarının artışı özellikle çocukluk çağında
IMRT'nin aksine normal doku doz yoğunluğunu
azaltmaktadır. Bu da orta ve düşük doz alan normal
doku volümlerinin azalmasının ölçülebilen
klinik bir yararının olup olmayacağı sorusunu akla
getirmektedir. Her ne kadar tüm pediatrik kanser türleri, evreleri ve yaşıda içeren klinik durumları
için proton tedavi endikasyonları tanımlanmamış
olsada bu hastaların proton tedavisinden yarar sağlayacağı
konusunda fikir birliği bulunmaktadır. Çalışmaların
uzun dönem takip sonuçları bu konuyu
aydınlatacaktır.
Prostat Kanserleri
Lokalize prostat kanser tedavisinde lokal radyoterapi
esas tedavi yöntemidir. IMRT, üç boyutlu
konformal radyoterapi, brakiterapiyi içeren modern
foton tekniklerinin özellikle rektum toksisitesini
artırmadan doz artışı sağlayarak hastalık
kontrolüne büyük katkısı olmaktadır. Düşük risk
hasta grubunda beş yıllık biyokimyasal hastalıksız
sağkalım %95 olarak bildirilmektedir.[51] Her
ne kadar modern foton radyoterapi teknikleri ile
yüksek doza ulaşılarak kontrol oranlarında artış
sağlansada toksisitede de artış görülmektedir.[52-55]
Proton tedavisinin toksisiteyi azaltarak doz artışı
sağlayabileceği düşünülmektedir. Fakat bugünkü
çalışmalar bu olasılığı çok desteklememektedir.[56]
Prostat kanserinde kanser spesifik sağkalımın uzun olması nedeniyle proton, foton karşılaştırmalı randomize çalışma yapmak zor olmaktadır. Sağkalım ve toksisite açısından özellikle IMRT ve proton karşılaştırmalı çalışmalar yürütülmektedir.
Massachusetts General Hospital'da 1977'de başlatılan ve 1979'da bildirilen T3-T4 hastalara proton ile boost, faz I/II çalışma, aynı grubun 1995 yılında bildirilen faz III 13 yıllık çalışma sonucu 202 hasta konvansiyonel radyoterapiye +/- proton boost ile doz artış çalışmasında 67.2 ve 75.6 Gy/E dozlar karşılaştırılmış; proton ile boost kolunda lokal nüksün daha az olduğu, sadece gleason skoru 8-10 olanlarda istatistiksel anlamlılık saptandığı, yüksek doz grubunda derece 1 rektal kanama gözlendiği ve sağkalım farkı olmadığı bildirilmiştir. 393 hastanın randomize edildiği bir başka çalışmada, konformal proton boost (19.8 GyE ve 28.8 GyE) ile total 70 GyE ile 79 GyE karşılaştırılmış. 8.9 yıllık takipte yüksek doz konformal proton tedavisi ile biyokimyasal hastalık kontrolünün iyileştiği, gastrointestinal ve genitoüriner yan etkilerde fark görülmediği bildirilmiştir.[57]
Randomize ve non-randomize çalışmalarda hipofraksiyone rejimlerin prostat kanserinde güvenli uygulanabileceği ve efektifliği gösterilmiştir.[58,59] Proton ile bu uygulamalarda daha başarılı olacağı hipotezi ile çalışmalar başlatılmıştır. Düşük riskli hastalarda 3 GyE/gün total 20 fraksiyonda 60GyE=82GyE/45 frk uygulanmış. Yapılan faz I-II çalışmanın ara analizinde derece 2-3 toksisite gözlenmemiş ve biyokimyasal nüks saptanmamıştır. Total tedavi maliyetinde belirgin bir azalma saptanmıştır.[60] Düşük, orta ve yüksek risk prostat kanserinde hipofraksiyone proton tedavi etkinliğini araştıran bir çalışmada düşük riskli grupda 60GyE/20 frk'nin minimal morbidite ile iyi tolere edildiği, biyokimyasal hastalık kontrolünün diğer çalışmalarla benzer olduğu bildirilmiştir.[61]
Özet olarak, lokalize prostat kanserinde proton tedavisinin foton tedavisine bir üstünlüğü kanıtlanmamıştır. Şu an için proton uygulamasının teoritik olarak gerekçesi olmamakla birlikte prostat kanserleri proton tedavi merkezlerinin temel endikasyon hedefleri arasındadır.
Kafa Tabanı Tümörleri
(Kondrosarkomlar ve Kordomalar)
Kordoma ve kondrosarkomlar primer kafa tabanı
tümörleridir. Aynı zamanda kafa tabanına primer
intrakraniyal tümörlerin veya primer baş-boyun
kanserlerinin infiltrasyonu olabilir. Primer kafa tabanı
tümörlerinde cerrahi ana tedavi olmakla birlikte
kritik normal dokularla olan komşuluğu nedeniyle
komplet rezeksiyonu mümkün olmamaktadır.
Tam olmayan rezeksiyon sonrası adjuvan yüksek
doz RT önerilmektedir. Foton tedavisi ile çevre normal
dokular nedeniyle istenilen yüksek doza ulaşılamadığı
için foton, proton karşılaştırmalı çalışmalar
yapılamamaktadır. Konformal foton ve proton
kombine tedavinin değerlendirildiği Boston'dan
yapılan çalışmada beş yıllık hastalıksız sağkalım
%73 olarak bildirilmiştir.[62] Altmış dört hastanın
(42 kordoma, 22 kondrosarkoma) değerlendirildiği
İsviçre'den fraksiyone proton tedavi çalışmasında
beş yıllık lokal kontrol kordomalar için %81,
kondrosarkomlar için %94 olarak bulunmuş, toksisitesiz
genel sağkalımda %94 olarak bildirilmiştir.
[17] ASTRO 2009'da sunulan MGH proton tedavisi
uzun dönem sonuçlarında düşük doz 70.2CGE ve
76CGE yüksek doza göre karşılaştırılmış; nüksüz sağkalım 5, 10, 15 yıl için %94, %89, %89 ve %89,
%67 ve %58 olarak bildirilmiştir. Histolojiye göre
lokal kontrole bakıldığında 10 yılda lokal nüksüz
sağkalım kondrosarkomlarda %95 ve kordomalarda
%54 p<0.0001 olarak bildirilmiştir.[63] Fraksiyone
proton tedavisi için lokal kontrolü etkileyen prognostik
faktörler; primer tümörün büyüklüğü,[62,64]
kritik organlara yakınlığı, primer ya da rekürrens
olması, yaş, cinsiyet ve verilen doz olarak belirlenmiştir.[17] Stereotaktik radyoterapi uygulamalarında
da beş yıllık lokal kontrol kordomalar için %59,
kondrosarkomlar için %100 olarak bildirilmiştir.[65]
Sonuçlar konvansiyonal radyoterapi ile proton tedavi
arasında bir farklılık göstermemektedir. Lokal
kontrol oranları çeşitli proton merkezleri arasında
farklılık göstermektedir buda büyük olasılıkla farklı
proton tekniklerinin kullanımına bağlanmaktadır.[66]
Yine kısa dönem sonuçlar iyi olmasına rağmen beş
yıldan sonra rekürrensler bildirilmektedir.[67]
Proton tedavisi kafa tabanını infiltre eden ya da kafa tabanı yerleşimli benign tümörlerin tedavisinde de uygulanmaktadır. Bu konuda elde edilen verilerin çoğu geriye dönük olmakla beraber lokal kontrol sonuçları modern foton uygulamaları ile karşılaştırılabilir seviyededir.[68-70] Geç toksisite değerlendirmesi için genelde takip süreleri kısadır. Her ne kadar proton tedavisi ile çocuklardaki düşük doz alan çevre normal doku volümü azaltılmasının faydaları bilinsede erişkinler için ölçülebilen yararları tartışmalıdır.
Santral Sinir Sistemi Tümörleri
Santral sinir sistemi tümörlerinin tedavisinde
radyoterapinin primer, ameliyat sonrası ve palyatif
amaçlı olarak önemli bir yeri vardır. Fakat tümör
kontrolü için yeterli doza ulaşmak beyin sapı, spinal
kord, optik sinir, hipofiz bezi ve göz gibi normal
dokuların tolerans dozları nedeniyle mümkün
olamamaktadır. Hedef volümdeki doz konformalitesini
artırmak, kritik organların toleransını aşmamak
için ilerlemiş teknikler kullanılmaktadır. Bu
uygulamalar arasında yoğunluk ayarlı foton tedavisi,
stereotaktik foton tedavisi, proton ve yoğunluk
ayarlı proton tedavisi sayılabilir.
Yapılan konformal foton ve proton tedavilerini karşılaştıran çalışmalarda hedef volümün kapsama özelliklerinin benzer olduğu veya protonun biraz daha üstün olduğu, kritik organ dozlarının ve integral dozun belirgin olarak proton tedavisinde daha iyi olduğu gösterilmiştir.[71] Proton tedavisinin fotona göre teoritik birçok avantajı bulunmaktadır. Hedef volümde yüksek doz sağlanırken hızlı bir doz düşüşü ile yakın normal dokulardaki doz azaltılabilmektedir. Klinik çalışmalara baktığımızda 20 GBM hastasına proton tedavisi uygulanmış. Ortalama sağkalım 20 ay, iki yıllık sağkalım %24, üç yıllık sağkalım %18 saptanmış ve tüm hastalarda geç toksisite olarak nekroz gözlenmiştir.[72] Yine yüksek dereceli 32 hastaya uygulanan proton tedavisi sonrası ortalama sağkalım 13.7 ay bulunurken, toksisite gözlenmemiştir.[17] Düşük dereceli 20 hastada 68.2-79.7 GEY verilmiş. Beş yıllık genel sağkalım grade 2 grupda %71, grade 3'de %23 olarak bildirilmiştir. Birçok tümör rekürrensi de yüksek doz volümünde gözlenmiştir.[73] Proton tedavisi ile fiziksel ve biyolojik avantajlara rağmen bu güne kadar beyin tümörlerinin tedavisinde bir üstünlük gösterilememiştir. Yüksek doza çıkıldığı için radyasyon nekroz oranlarında da artış bildirilmektedir. Düşük dereceli tümörlerde erken ve geç yan etkileri azaltma konusunda faydalı olabilir. Beyin tümörlerinde proton tedavi üstünlüğünü göstermek için daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç vardır.
Baş-Boyun Kanserleri
Baş-boyun kanserleri dendiği zaman nazofarinks
ve hipofarinksden itibaren üst solunum ve
sindirim sistemi lokalizasyonlarından kaynaklanan
çok çeşitli tümörleri içerir. Cerrahi ile kozmetik ve
fonksiyonel kayıplar çok olduğu için tedavide radyoterapinin
önemli bir yeri olmakla birlikte tedavi
için tümör volümünde yüksek doza ulaşılmaya çalışılırken
çevre normal dokularda istenmeyen yan
etkilerle karşılaşılmaktadır. Tedavide IMRT planlama
ve yeni foton teknolojilerinin kulanılmasına
rağmen pek çok hastada akut ve geç toksisite ile
karşılaşılmaktadır. Baş boyun kanserlerinde eldeki
kanıtlar doz artışı ile beraber tümör kontrolünün
artırıldığını göstermiştir.[74,75] Yüksek doza ulaşırken
bu bölgede yer alan radyasyon toksisitesi açısından
riskli organların çeşitliliği tedavi uygulamalarında
sınırlamalar yaratmaktadır. Proton tedavisi
ile hedef dokuda yüksek doza ulaşırken hedefin arkasında belirgin doz düşüşü ve integral dozda da
anlamlı bir azalma sağlanabilmektedir. Sino nazal
olgular üzerinde yapılan dozimetrik çalışmalarda
çevre normal dokunun proton tedavisi ile belirgin
korunduğu ve integral dozun daha düşük olduğu
gösterilmiştir.[76] Bugüne kadar baş-boyun kanserlerinde
proton ile ilgili az sayıda yapılmış klinik
çalışma vardır. Bu çalışmalar hem az hasta sayılı
hem de proton tedavisinin tümör kontrol ve tedavi
üstünlüğünü tam göstermemektedir. Baş-boyun
kanserlerinde yapılan 86 gözlemsel (74 foton, 5
karbon iyon, 7 proton) ve 8 karşılaştırmalı in silico
çalışmasını içeren metaanalizde paranazal ve
sinonazal kanserlerde beş yıllık lokal kontrol istatistiki
anlamlı olmayan seviyede proton lehine bulunmuştur.
Toksisite proton tedavisi ile daha düşük
ve tümörden bağımsız olarak kritik organ dozları
daha düşük tespit edilmiştir. Diğer lokalizasyonlarda
lokal kontrol ve sağkalım açısından foton ve
proton tedavi sonuçları benzer gözlenmiştir.[77]
Şu anda daha yaygın kullanılan proton teknolojilerinde; baş-boyun kanserlerinde özellikle iki taraflı boyun tutulumunda, tümörün komşu normal dokulara çok yakınlığı durumunda potansiyel avantajına ulaşılamamaktadır. Yoğunluk ayarlı proton tedavi planlamalarının tam olarak uygulanıp test edilene kadar baş boyun kanserleri rutin tedavisinde proton ile IMRT foton tedavisinin farklılıklarını göstermek mümkün olmayacak gibi gözükmektedir. İleriye yönelik randomize çalışmalara gerek duyulduğu vurgulanmaktadır.
Gastrointestinal Kanserler
Mide, rektum, özefagus gibi gastrointestinal
kanserlerin bir bölümünde cerrahi önemli bir rol
oynamakla birlikte radyoterapinin neoadjuvan
veya adjuvan olarak tedavi protokollerinde etkinliği
gösterilmiştir. Yine hepatosellüler, özefagus
ve pankreas kanserlerinde primer amaçla radyoterapinin
yeri vardır. Doz artışının etkili olması ve
radyoterapi toleransı düşük çevre normal dokunun
korunması için proton tedavisi etkili olabileceği
düşünülmektedir.[78] Proton tedavisi ile ilgili çalışmaların
çoğu hepatosellüler karsinomlar (HSK)
ile ilgilidir. %85 HSK'lar karaciğer fonksiyon bozukluğu
ile ilişkili siroz zemininden geliştiği için
tutulmamış dokunun radyoterapiden korunması karaciğer fonksiyonlarının devamı açısından önem
taşımaktadır.[79] Kawashima ve ark. 60 ameliyat
edilemeyen HSK'lı hastada proton tedavisinin etkinliğini
1997-2007 yılları arasında değerlendirmişlerdir.[80] Üç yıllık lokal progresyonsuz sağkalım
%90, genel sağkalım %56 olarak bildirilmiştir.
Derece 3 ve üstündeki toksisite sadece üç hastada
bildirilmiştir. Nakayama ve ark.da proton ile tedavi
edilen 318 HSK'li hastayı geriye dönük olarak
bildirmişler. Genel sağkalım 1 yılda %89.5, 3 yılda
%64.7, 5 yılda %44.6 olarak tespit edilmiştir.
Child-pugh karaciğer fonksiyon durumu, T evresi,
performans durumu ve planlanan hedef volümün
sağkalımı belirgin olarak etkilediğini bildirmişlerdir.[81] Gelişen ülkelerde HSK'nin artışı göz önüne
alınırsa ileriki zamanlarda ilerleyen proton teknikleri
ile cerrahi ve diğer tedavi yöntemleri ile karşılaştırılabilir
sonuçlar elde edilecektir.
Pankreas kanserlerinde neoadjuvan radyokemoterapinin potansiyel avantajları bulunmaktadır. Beş-altı haftalık tedavinin cerrahi rezeksiyonu geciktirmeside olası dezavantajlarındandır. Hipofraksiyone proton tedavisi ile standart tedaviye göre süre kısaltılabilmektedir. MGH'de yapılan dokuz hastanın proton ve IMRT uygulama karşılaştırılmasında normal doku dozları proton tedavisinde daha düşük bulunmuştur.[17] Yine MD Anderson hastanesindeki proton, IMRT, konformal RT karşılaştırılmasında genel olarak hedef volümde IMRT'nin daha konformal doz dağılımı sağladığı, protonun pasif saçılma tekniği ile uygulanmasına bağlı olarak geniş bir penumbra oluşturduğu; aynı zamanda proton ile daha düşük integral doz elde edildiği bildirilmiştir.[17]
Proton tedavisinin primer karaciğer tümörlerindeki yeri kanıtlanmakla birlikte optimal doz fraksiyon şeması daha tam tanımlanmamıştır. Diğer GIS maliniteleri için de normal doku toksisitesini azalttığı için potansiyel kullanımı düşünülebilir. Teknolojik gelişmeler proton tedavi uygulamalarında da aktif tarama yönteminin kullanımının artması ile rutin kullanımda protonun düşünülmesini sağlayacaktır.
Akciğer Kanserleri
Akciğer kanserleri dünyada düşük sağkalım
açısından birinci sırada yer almaktadır. Bu grup hastaların büyük bir grubu radyoterapi gerektirmektedirler.
Radyoterapi medikal inoperabl evre 1
hastalarda tek başına, lokal ileri evre hastalıkta kemoterapi
ile beraber tedavi protokollerinde yer almaktadır.
Radyoterapiye bağlı esas toksisitede radyasyon
pnömonisi ve özefajittir. Beklenildiği gibi
proton tedavisi ile normal doku dozu azaltılarak tedavi
toleransı artırılabilir. Erken evre sınırlı sayıda
hastada hipofraksiyone proton tedavisi ile %80-90
lokal kontrol sağlandığı gösterilmiştir. Tedaviye
bağlı ≥derece 3 toksisite gözlenmemiştir.[82-84] Foton
temelli radyocerrahi uygulamalarının proton
tedavisi ile karşılaştırılarak değerlendirilen metaanalizde
iki tedavi arasında bir fark gözlenmemiştir.
[85] Proton tedavisinin teorik olarak akciğer kanser
tedavisinde avantajlı olacağı beklensede yeterli kanıt
düzeyine ulaşmak için klinik çalışmalar ihtiyaç
vardır. Akılda tutulması gereken diğer bir konuda
akciğerin hareketli bir organ olmasından dolayı
proton uygulamasındaki zorluklardır. Proton tedavi
tekniklerinin bu yönde gelişmeye yönelik çalışmaları
devam etmektedir.
Maliyet Etkinliği
Foton tedavisine göre proton tedavisi ile daha
üstün bir doz dağılımı sağlanmasına rağmen maliyeti
de belirgin oranda yüksek olmaktadır. Goitein
ve ark. yaptıkları detaylı çalışmada yoğunluk ayarlı
proton tedavisinin yoğunluk ayarlı foton tedavisine
göre 2.4 kat daha pahalı olduğunu göstermişlerdir.[86] Maliyet değerlendirilmesi yapılan bir başka
çalışmada özellikle seçilmiş hasta gruplarında
çocukluk çağı ve uzun dönem komplikasyon için
riskli organların tedavi volümüne girdiği lokalizasyonlarda
proton tedavisinin daha düşük maliyetle
sonuçlanabileceği bildirilmektedir.[87]
Otuz yıl içerisinde 50.000'in üzerinde hasta proton ile tedavi edilmiştir. Son yıllarda proton tedavisinin uygulanması için merkez kurulması yönünde bir ilgi artışı görülmektedir. Bu hızlı artış proton tedavisi ile ilgili klinik çalışmalardaki azlık nedeniyle bazı endişeleri ortaya çıkarmaktadır. Her durum için olmamakla beraber bazı uygulamalar için faz III klinik çalışmaların eksikliği proton tedavi endikasyonlarında önem taşımaktadır. Klinik amacı ve uygulanan tekniğin sonuçlarını bildiren faz II çalışmalar dikkate alınarak kurulacak merkezlerde standart endikasyonlar, potansiyel endikasyonlar ve model alınan bazı özel endikasyonlar tanımlanmalıdır.[88]
Yeni proton tedavi merkezlerinin iyi düzenlenmiş çalışmalara, teknik gelişmelere ve temel araştırmalara hem parasal hem de uygun şartlarda olanak sağlayacak şekilde planlanması ve yeni gelişmekte olan bir tedavi şekli olduğu için mutlaka çalışan uluslararası deneyimli merkezlerle işbirliği yapılması önerilmektedir.[89]
References
1) Levin WP, Kooy H, Loeffler JS, DeLaney TF. Proton
beam therapy. Br J Cancer 2005;93(8):849-54. CrossRef
2) Jakel O. State of the art in hadron therapy. In: AIP Conference
Proceedings, Oahu, Hawaii: 2007. (958), p. 70-7.
3) Wilson RR. Radiological use of fast protons. Radiology
1946;47:487-91.
4) Lawrence Jh, Tobias Ca, Born Jl, Mccombs Rk, Roberts
Je, Anger Ho, et al. Pituitary irradiation with highenergy
proton beams: a preliminary report. Cancer Res
1958;18(2):121-34.
5) Liu H, Chang JY. Proton therapy in clinical practice.
Chin J Cancer 2011;30(5):315-26. CrossRef
6) Gragoudas E, Li W, Goitein M, Lane AM, Munzenrider
JE, Egan KM. Evidence-based estimates of outcome
in patients irradiated for intraocular melanoma. Arch
Ophthalmol 2002;120(12):1665-71. CrossRef
7) PTCOG: Particle Therapy Co-Operative Group Available
at 2012, http://ptcog.web.psi.ch.
8) Khan FM. The physics of radiation therapy, proton
beam therapy. 4th ed., Lippincott Williams and Wilkins
2010. p. 515-531.
9) Gottschalk B. Physics of proton interactions in matter.
In: Paganetti H, editor. Proton therapy physics. USA:
Taylor & Francis Inc.; Chapther 2, 2012. p. 20-57.
10) Gerweck LE, Kozin SV. Relative biological effectiveness
of proton beams in clinical therapy. Radiother Oncol
1999;50(2):135-42. CrossRef
11) Gueulette J, Bohm L, Slabbert JP, De Coster BM, Rutherfoord
GS, Ruifrok A, et al. Proton relative biological
effectiveness (RBE) for survival in mice after thoracic
irradiation with fractionated doses. Int J Radiat Oncol
Biol Phys 2000;47(4):1051-8. CrossRef
12) Paganetti H, Niemierko A, Ancukiewicz M, Gerweck
LE, Goitein M, Loeffler JS, et al. Relative biological
effectiveness (RBE) values for proton beam therapy.
Int J Radiat Oncol Biol Phys 2002;53(2):407-21. CrossRef
13) Raju MR, Amols HI, Bain E, Carpenter SG, Cox RA,
Robertson JB. A heavy particle comparative study. Part
III: OER and RBE. Br J Radiol 1978;51(609):712-9.
14) Chang JY, Zhang X, Vassiliev O, Gillin M, Mohan R.
Proton therapy targets cancer stem cells in treatmentresistant
non-small cell lung cancer. Int J Radiat Oncol
Biol Phys 2010;78(3):S644. CrossRef
15) Dinesh Mayani D. Proton therapy for cancer treatment.
J Oncol Pharm Pract 2011;17(3):186-90. CrossRef
16) Slater JM, Archambeau JO, Miller DW, Notarus MI,
Preston W, Slater JD. The proton treatment center at
Loma Linda University Medical Center: rationale for
and description of its development. Int J Radiat Oncol
Biol Phys 1992;22(2):383-9. CrossRef
17) Mazal A. ESTRO teaching course radiotherapy with
protons and ions; 2012.
18) Smith A, Gillin M, Bues M, Zhu XR, Suzuki K, Mohan
R, et al. The M. D. Anderson proton therapy system.
Med Phys 2009;36(9):4068-83. CrossRef
19) Gottschalk B. Passive beam spreading in proton radiation
therapy. Available at: http:// huhepl.harvard.
edu/~gottschalk, 2004.
20) Pérez-Andújar A, Newhauser WD, Deluca PM. Neutron
production from beam-modifying devices in a
modern double scattering proton therapy beam delivery
system. Phys Med Biol 2009;54(4):993-1008. CrossRef
21) Bussière MR, Adams JA. Treatment planning for conformal
proton radiation therapy. Technol Cancer Res
Treat 2003;2(5):389-99.
22) Weber DC, Trofimov AV, Delaney TF, Bortfeld T. A
treatment planning comparison of intensity modulated
photon and proton therapy for paraspinal sarcomas. Int
J Radiat Oncol Biol Phys 2004;58(5):1596-606. CrossRef
23) Miralbell R, Lomax A, Cella L, Schneider U. Potential
reduction of the incidence of radiation-induced
second cancers by using proton beams in the treatment
of pediatric tumors. Int J Radiat Oncol Biol Phys
2002;54(3):824-9. CrossRef
24) Singh AD, Topham A. Survival rates with uveal melanoma
in the United States: 1973-1997. Ophthalmology
2003;110(5):962-5. CrossRef
25) Damato B. Treatment of primary intraocular melanoma.
Expert Rev Anticancer Ther 2006;6(4):493-506.
26) Courdi A, Caujolle JP, Grange JD, Diallo-Rosier L, Sahel
J, Bacin F, et al. Results of proton therapy of uveal
melanomas treated in Nice. Int J Radiat Oncol Biol
Phys 1999;45(1):5-11. CrossRef
27) Egger E, Schalenbourg A, Zografos L, Bercher L,
Boehringer T, Chamot L, et al. Maximizing local tumor
control and survival after proton beam radiotherapy of uveal melanoma. Int J Radiat Oncol Biol Phys
2001;51(1):138-47. CrossRef
28) Gragoudas ES, Lane AM, Regan S, Li W, Judge HE,
Munzenrider JE, et al. A randomized controlled trial of
varying radiation doses in the treatment of choroidal
melanoma. Arch Ophthalmol 2000;118(6):773-8. CrossRef
29) Egger E, Zografos L, Schalenbourg A, Beati D,
Böhringer T, Chamot L, et al. Eye retention after proton
beam radiotherapy for uveal melanoma. Int J Radiat
Oncol Biol Phys 2003;55(4):867-80. CrossRef
30) Dendale R, Lumbroso-Le Rouic L, Noel G, Feuvret L,
Levy C, Delacroix S, et al. Proton beam radiotherapy
for uveal melanoma: results of Curie Institut-Orsay
proton therapy center (ICPO). Int J Radiat Oncol Biol
Phys 2006;65(3):780-7. CrossRef
31) Fuss M, Loredo LN, Blacharski PA, Grove RI, Slater JD.
Proton radiation therapy for medium and large choroidal
melanoma: preservation of the eye and its functionality.
Int J Radiat Oncol Biol Phys 2001;49(4):1053-9. CrossRef
32) Gragoudas E, Li W, Goitein M, Lane AM, Munzenrider
JE, Egan KM. Evidence-based estimates of outcome
in patients irradiated for intraocular melanoma. Arch
Ophthalmol 2002;120(12):1665-71. CrossRef
33) Damato B, Kacperek A, Chopra M, Sheen MA,
Campbell IR, Errington RD. Proton beam radiotherapy
of iris melanoma. Int J Radiat Oncol Biol Phys
2005;63(1):109-15. CrossRef
34) Damato B, Kacperek A, Chopra M, Campbell IR, Errington
RD. Proton beam radiotherapy of choroidal
melanoma: the Liverpool-Clatterbridge experience. Int
J Radiat Oncol Biol Phys 2005;62(5):1405-11. CrossRef
35) Dieckmann K, Georg D, Zehetmayer M, Bogner J,
Georgopoulos M, Pötter R. LINAC based stereotactic
radiotherapy of uveal melanoma: 4 years clinical experience.
Radiother Oncol 2003;67(2):199-206. CrossRef
36) Bellmann C, Fuss M, Holz FG, Debus J, Rohrschneider
K, Völcker HE, et al. Stereotactic radiation therapy for
malignant choroidal tumors: preliminary, short-term
results. Ophthalmology 2000;107(2):358-65. CrossRef
37) Langmann G, Pendl G, Klaus-Müllner, Papaefthymiou
G, Guss H. Gamma knife radiosurgery for uveal melanomas:
an 8-year experience. J Neurosurg 2000;93:184-8.
38) Marchini G, Gerosa M, Piovan E, Pasoli A, Babighian
S, Rigotti M, et al. Gamma Knife stereotactic radiosurgery
for uveal melanoma: clinical results after 2 years.
Stereotact Funct Neurosurg 1996;66:208-13. CrossRef
39) Tokuuye K, Akine Y, Sumi M, Kagami Y, Ikeda H,
Kaneko A. Fractionated stereotactic radiotherapy for
choroidal melanoma. Radiother Oncol 1997;43(1):87-91. CrossRef
40) Zehetmayer M, Kitz K, Menapace R, Ertl A, Heinzl H,
Ruhswurm I, et al. Local tumor control and morbidity
after one to three fractions of stereotactic external
beam irradiation for uveal melanoma. Radiother Oncol
2000;55(2):135-44. CrossRef
41) Debus J, Fuss M, Engenhart-Cabillic R, Holz F, Pastyr
O, Rhein B, et al. Stereotactic conforming irradiation
of choroid metastases. [Article in German] Ophthalmologe
1998;95(3):163-7. [Abstract] CrossRef
42) Geenen MM, Cardous-Ubbink MC, Kremer LC, van
den Bos C, van der Pal HJ, Heinen RC, et al. Medical assessment
of adverse health outcomes in long-term survivors
of childhood cancer. JAMA 2007;297(24):2705-15.
43) Merchant TE. Proton beam therapy in pediatric oncology.
Cancer J 2009;15(4):298-305. CrossRef
44) Lee CT, Bilton SD, Famiglietti RM, Riley BA, Mahajan
A, Chang EL, et al. Treatment planning with protons
for pediatric retinoblastoma, medulloblastoma,
and pelvic sarcoma: how do protons compare with
other conformal techniques? Int J Radiat Oncol Biol
Phys 2005;63(2):362-72. CrossRef
45) Lomax AJ, Bortfeld T, Goitein G, Debus J, Dykstra C,
Tercier PA, et al. A treatment planning inter-comparison
of proton and intensity modulated photon radiotherapy.
Radiother Oncol 1999;51(3):257-71. CrossRef
46) Habrand JL, Schneider R, Alapetite C, Feuvret L, Petras
S, Datchary J, et al. Proton therapy in pediatric
skull base and cervical canal low-grade bone malignancies.
Int J Radiat Oncol Biol Phys 2008;71(3):672-5.
47) Hoch BL, Nielsen GP, Liebsch NJ, Rosenberg AE.
Base of skull chordomas in children and adolescents: a
clinicopathologic study of 73 cases. Am J Surg Pathol
2006;30(7):811-8. CrossRef
48) Hug EB, Sweeney RA, Nurre PM, Holloway KC, Slater
JD, Munzenrider JE. Proton radiotherapy in management
of pediatric base of skull tumors. Int J Radiat
Oncol Biol Phys 2002;52(4):1017-24. CrossRef
49) Timmermann B, Schuck A, Niggli F, Weiss M, Lomax
AJ, Pedroni E, et al. Spot-scanning proton therapy for
malignant soft tissue tumors in childhood: First experiences
at the Paul Scherrer Institute. Int J Radiat Oncol
Biol Phys 2007;67(2):497-504. CrossRef
50) St Clair WH, Adams JA, Bues M, Fullerton BC, La
Shell S, Kooy HM, et al. Advantage of protons compared
to conventional X-ray or IMRT in the treatment
of a pediatric patient with medulloblastoma. Int J Radiat
Oncol Biol Phys 2004;58(3):727-34. CrossRef
51) Zietman AL, Chung CS, Coen JJ, Shipley WU. 10-year
outcome for men with localized prostate cancer treated
with external radiation therapy: results of a cohort study. J Urol 2004;171(1):210-4. CrossRef
52) Zietman AL, DeSilvio ML, Slater JD, Rossi CJ Jr, Miller
DW, Adams JA, et al. Comparison of conventional-dose
vs high-dose conformal radiation therapy in clinically
localized adenocarcinoma of the prostate: a randomized
controlled trial. JAMA 2005;294(10):1233-9.
53) Pollack A, Zagars GK, Starkschall G, Antolak JA,
Lee JJ, Huang E, et al. Prostate cancer radiation
dose response: results of the M. D. Anderson phase
III randomized trial. Int J Radiat Oncol Biol Phys
2002;53(5):1097-105. CrossRef
54) Dearnaley DP, Hall E, Lawrence D, Huddart RA,
Eeles R, Nutting CM, et al. Phase III pilot study of
dose escalation using conformal radiotherapy in prostate
cancer: PSA control and side effects. Br J Cancer
2005;92(3):488-98.
55) Peeters ST, Heemsbergen WD, Koper PC, van Putten
WL, Slot A, Dielwart MF, et al. Dose-response in radiotherapy
for localized prostate cancer: results of the
Dutch multicenter randomized phase III trial comparing
68 Gy of radiotherapy with 78 Gy. J Clin Oncol
2006;24(13):1990-6. CrossRef
56) Trofimov A, Nguyen PL, Coen JJ, Doppke KP, Schneider
RJ, Adams JA, et al. Radiotherapy treatment of
early-stage prostate cancer with IMRT and protons: a
treatment planning comparison. Int J Radiat Oncol Biol
Phys 2007;69(2):444-53. CrossRef
57) Zietman AL, Bae K, Slater JD, Shipley WU, Efstathiou
JA, Coen JJ, et al. Randomized trial comparing
conventional-dose with high-dose conformal radiation
therapy in early-stage adenocarcinoma of the prostate:
long-term results from proton radiation oncology
group/american college of radiology 95-09. J Clin Oncol
2010;28(7):1106-11. CrossRef
58) Kupelian PA, Willoughby TR, Reddy CA, Klein EA,
Mahadevan A. Hypofractionated intensity-modulated
radiotherapy (70 Gy at 2.5 Gy per fraction) for localized
prostate cancer: Cleveland Clinic experience. Int J
Radiat Oncol Biol Phys 2007;68(5):1424-30. CrossRef
59) Arcangeli G, Saracino B, Gomellini S, Petrongari MG,
Arcangeli S, Sentinelli S, et al. A prospective phase III
randomized trial of hypofractionation versus conventional
fractionation in patients with high-risk prostate
cancer. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2010;78(1):11-8.
60) Rossi CL. ESTRO teaching course radiotherapy with
protons and ions; 2012.
61) Mendenhall NP, Li Z, Hoppe BS, Marcus RB Jr, Mendenhall
WM, Nichols RC, et al. Early outcomes from
three prospective trials of image-guided proton therapy
for prostate cancer. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2012;82(1):213-21. CrossRef
62) Noël G, Feuvret L, Calugaru V, Dhermain F, Mammar
H, Haie-Méder C, et al. Chordomas of the base of the
skull and upper cervical spine. One hundred patients
irradiated by a 3D conformal technique combining
photon and proton beams. Acta Oncol 2005;44(7):700-8. CrossRef
63) Munzenrider JE, Yeap BY, DeLaney TF, Marucci L,
Fitzek MM, Dean SE, et al. Long-term results of a dose
searching trial in chordomas and chondrosarcomas of
the skull base and cervical spine. Int J Radiat Oncol
Biol Phys 2008;72(Suppl. 1):104-5. CrossRef
64) Hug EB, Loredo LN, Slater JD, DeVries A, Grove RI,
Schaefer RA, et al. Proton radiation therapy for chordomas
and chondrosarcomas of the skull base. J Neurosurg
1999;91(3):432-9. CrossRef
65) Debus J, Schulz-Ertner D, Schad L, Essig M, Rhein B,
Thillmann CO, et al. Stereotactic fractionated radiotherapy
for chordomas and chondrosarcomas of the skull
base. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2000;47(3):591-6.
66) Colli BO, Al-Mefty O. Chordomas of the skull base:
follow-up review and prognostic factors. Neurosurg
Focus 2001;10(3):E1. CrossRef
67) Munzenrider JE, Liebsch NJ. Proton therapy for tumors
of the skull base. Strahlenther Onkol 1999;175:57-63.
68) Bush DA, McAllister CJ, Loredo LN, Johnson WD,
Slater JM, Slater JD. Fractionated proton beam radiotherapy
for acoustic neuroma. Neurosurgery
2002;50(2):270-5. CrossRef
69) Weber DC, Lomax AJ, Rutz HP, Stadelmann O, Egger
E, Timmermann B, et al. Spot-scanning proton radiation
therapy for recurrent, residual or untreated intracranial
meningiomas. Radiother Oncol 2004;71(3):251-8.
70) Vernimmen FJ, Harris JK, Wilson JA, Melvill R, Smit
BJ, Slabbert JP. Stereotactic proton beam therapy of
skull base meningiomas. Int J Radiat Oncol Biol Phys
2001;49(1):99-105. CrossRef
71) Suit H, Goldberg S, Niemierko A, Trofimov A, Adams
J, Paganetti H, et al. Proton beams to replace
photon beams in radical dose treatments. Acta Oncol
2003;42(8):800-8. CrossRef
72) Fitzek MM, Thornton AF, Rabinov JD, Lev MH, Pardo
FS, Munzenrider JE, et al. Accelerated fractionated
proton/photon irradiation to 90 cobalt gray equivalent
for glioblastoma multiforme: results of a phase II prospective
trial. J Neurosurg 1999;91(2):251-60. CrossRef
73) Fitzek MM, Thornton AF, Harsh G 4th, Rabinov JD,
Munzenrider JE, Lev M, et al. Dose-escalation with
proton/photon irradiation for Daumas-Duport lowergrade
glioma: results of an institutional phase I/II trial. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2001;51(1):131-7. CrossRef
74) Mendenhall WM, Riggs CE, Vaysberg M, Amdur RJ,
Werning JW. Altered fractionation and adjuvant chemotherapy
for head and neck squamous cell carcinoma.
Head Neck 2010;32(7):939-45. CrossRef
75) Mendenhall WM, Amdur RJ, Morris CG, Hinerman
RW. T1-T2N0 squamous cell carcinoma of the glottic
larynx treated with radiation therapy. J Clin Oncol
2001;19(20):4029-36.
76) Bhandare N, Monroe AT, Morris CG, Bhatti MT, Mendenhall
WM. Does altered fractionation influence the
risk of radiation-induced optic neuropathy? Int J Radiat
Oncol Biol Phys 2005;62(4):1070-7. CrossRef
77) Ramaekers BL, Pijls-Johannesma M, Joore MA, van
den Ende P, Langendijk JA, Lambin P, et al. Systematic
review and meta-analysis of radiotherapy in various
head and neck cancers: comparing photons, carbon-ions
and protons. Cancer Treat Rev 2011;37(3):185-201.
78) Bush DA, Hillebrand DJ, Slater JM, Slater JD. Highdose
proton beam radiotherapy of hepatocellular carcinoma:
preliminary results of a phase II trial. Gastroenterology
2004;127(5 Suppl 1):189-93. CrossRef
79) Sugahara S, Oshiro Y, Nakayama H, Fukuda K, Mizumoto
M, Abei M, et al. Proton beam therapy for large
hepatocellular carcinoma. Int J Radiat Oncol Biol Phys
2010;76(2):460-6. CrossRef
80) Kawashima M, Kohno R, Nakachi K, Nishio T, Mitsunaga
S, Ikeda M, et al. Dose-volume histogram analysis
of the safety of proton beam therapy for unresectable
hepatocellular carcinoma. Int J Radiat Oncol Biol
Phys 2011;79(5):1479-86. CrossRef
81) Nakayama H, Sugahara S, Tokita M, Fukuda K, Mizumoto
M, Abei M, et al. Proton beam therapy for hepatocellular
carcinoma: the University of Tsukuba experience.
Cancer 2009;115(23):5499-506. CrossRef
82) Nihei K, Ogino T, Ishikura S, Nishimura H. High-dose
proton beam therapy for Stage I non-small-cell lung
cancer. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2006;65(1):107-11.
83) Hata M, Tokuuye K, Kagei K, Sugahara S, Nakayama
H, Fukumitsu N, et al. Hypofractionated high-dose proton
beam therapy for stage I non-small-cell lung cancer:
preliminary results of a phase I/II clinical study. Int
J Radiat Oncol Biol Phys 2007;68(3):786-93. CrossRef
84) Bush DA, Slater JD, Shin BB, Cheek G, Miller DW,
Slater JM. Hypofractionated proton beam radiotherapy
for stage I lung cancer. Chest 2004;126(4):1198-203.
85) Grutters JP, Kessels AG, Pijls-Johannesma M, De
Ruysscher D, Joore MA, Lambin P. Comparison of the
effectiveness of radiotherapy with photons, protons
and carbon-ions for non-small cell lung cancer: a meta-analysis. Radiother Oncol 2010;95(1):32-40. CrossRef
86) Goitein M, Jermann M. The relative costs of proton and
X-ray radiation therapy. Clin Oncol (R Coll Radiol)
2003;15(1):S37-50. CrossRef
87) Lundkvist J, Ekman M, Ericsson SR, Jönsson B,
Glimelius B. Proton therapy of cancer: potential clinical
advantages and cost-effectiveness. Acta Oncol 2005;44(8):850-61. CrossRef