2İstanbul Üniversitesi, Onkoloji Enstitüsü, Çocuk Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı, İstanbul
Summary
Günümüzde tanı ve tedavideki gelişmelerle birlikte Hodgkin lenfomalı çocuklarda uzun süreli sağ kalım önemli ölçüde artmıştır. Fakat sitotoksik tedaviler ve radyoterapi uzun dönemde çeşitli sorunlara neden olduğundan bu çocuklarda amaç en etkin ve en az yan etkisi olan tedavileri uygulamak olmuştur. Bunlar genellikle risk- yanıt ilişkili ve cinsiyete göre yaklaşım ile kombine çoklu tedaviler şeklindedir. Bu derlemede Hodgkin lenfoma tedavisinde yıllar içinde uygulanan tedaviler ve sonuçları irdelenmiştir.Introduction
Hodgkin lenfoma (HL), Amerika Birleşik Devletlerinin Surveillance, Epidemiology and End Results (SEER) verilerine göre 0-14 yaş grubundaki yıllık kanser olgularının %4ünü oluşturmaktadır.[1] Türkiyede Türk Pediatrik Onkoloji Grubu, Pediatrik Tümör Kayıt sistemi 2002 verilerine göre Hodgkin lenfomanın çocukluk çağı kanserleri arasındaki sıklığı %9.9dur ve yılda yaklaşık 106 yeni pediyatrik Hodgkin lenfoma tanılı olgu olmaktadır. [2] Ülkemizdeki Hodgkin lenfoma gelişmiş ülkelerden farklı epidemiyolojik özellikler göstererek erken yaşta (<14) ve erkek cinste daha sık, histopatolojik olarak da mikst selüler tip daha yaygın olarak görülmektedir.[3] İyi merkezlerde doğru evrelendirme ve etkin tedavi ile kür şansının %90ların üzerinde olduğu bu hastalığın tedavisinde amaç, kür sağlamak ve bu arada hastaya minimal morbidite ve maksimal hayat kalitesi verebilmektir.Tedaviye bağlı erken ve geç yan etkileri önlemek veya azaltmak için tüm malignitelerde etkin minimum tedaviyi vermek önem kazanmaktadır. Hastalığın kontrolü, hastalığın yaygınlığı ile ilişkili olduğundan, HLde de tedavi şekillerindeki sınırlamalar örneğin; riske ve cevaba bağlı tedavi, düşük riskli hastalarda kemoterapi (KT) süresinin kısaltılması, alkile edici ajan kullanılmaması, radyoterapi (RT) sahalarının daraltılması, dozun azaltılması, erken ve iyi yanıtlı seçilmiş olgularda ise RT verilmemesi gündeme gelmiştir.
Çocukluk Çağı Hodgkin
Lenfomasında Evreleme
Hodgkin lenfomada Ann Arbor evrelemesi kullanılmaktadır.[4] Hodgkin lenfomada eskiden patolojik
evreleme yaygın iken, zaman içinde hem
Avrupa, hem de Amerikada klinik evreleme uygulamasına
geçilmiştir.[5-7]
Detaylı anamnez (B semptomları yönünden de), fizik muayene ve gerekli görüntüleme yöntemleri ile klinik evreleme yapılmaktadır. Nazofarenks bölgesi dahil boyun bölgesini görüntülemede bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntülemesi (MRG); mediastinal bölgeyi değerlendirmede posteroanterior ve lateral akciğer grafileri ve BT genellikle yeterlidir. Yetmişli yıllar ve seksenlerin başında retroperitoneal saha tutulumunun, böylelikle kesin evrenin belirlenmesi amaçlı evreleme laparotomisi ve splenektomi uygulanmakta idi.[8,9] Bu yöntemin çocukluk çağında sakıncalarının olması ve görüntüleme yöntemlerinin hassasiyetindeki artış ile bugün bu yöntemler kullanılmamaktadır. Batın BTsi ve/veya MRG ile batın ultrasonografisinin birlikte kullanılarak yapıldığı görüntülemelerde karaciğer veya dalakda anormal dansitelerin varlığı gösterilebilmektedir. [10] Kemik iliği biyopsisi, ekstranodal hastalık tutulum bölgesi olarak değerlendirilmesi amaçlı her hastaya yapılır. Kemik sintigrafisi ise kemik ağrısı, alkalen fosfataz yüksekliği olan hastalarda kemiklerin değerlendirilmesi amaçlı yapılmaktadır.[11]
Günümüzde fonksiyonel nükleer görüntülemeler HLli hastalarda tanısal amaçlı rutin görüntüleme yöntemi olarak kullanılmaktadır. Pozitron emisyon tomografi (PET) lenfomalarda evreleme ve takipte fonksiyonel görüntüleme yöntemi olarak galyum (Ga-67) sintigrafisinin yerini almıştır.[12-17] Bu incelemede radyoaktif glukoz analoğu olan 18-fluoro-2-deoksiglukozun (18FDG) tutulumu tümörün proliferatif aktivitesi ile koreledir. Diğer görüntüleme yöntemlerinin az volümlü hastalıklarda duyarlılıklarının düşük olması, normal büyüklükteki lenf nodunda tümör tutulumunun gösterilememesi, tedavi sonrası rezidü kitlede fibröz ve nekrotik doku ile aktif tümörün BT veya MRG ile ayırt edilememesi nedeni ile bu sınırlamalara fonksiyonel görüntüleme yöntemi olan 18FDGPET üstünlük sağlamıştır ve bugün HLnin tedavi öncesi evrelemesi, tedavisi sırasında ve tedavi bitiminden sonraki cevabın değerlendirmesinde rutin olarak kullanılmaya başlanmıştır.[18,19]
Tedaviye yanıtın bilinmesi, prognozu daha iyi olan erken evrelerde daha kısa süreli ve radyoterapisiz tedavi kullanılarak geç yan etkilerin azaltılmasına; prognozu daha kötü olan ileri evrelerde ise etkin ve daha uzun süreli tedaviler ile sağ kalımın artırılmasına olanak sağlar.
Çocukluk Çağı Hodgkin
Lenfoma Tedavisinin Tarihçesi
Hodgkin lenfomanın tedavisinde radyoterapinin
anahtar rolü ilk defa Peters tarafından 1950lerde ortaya atılmıştı.[20] Radyoterapi ile birlikte veya
nüks eden olgularda uygulanan tek ilaç denemeleri
pek etkin bulunmamış,[21] ancak iki veya daha fazla
ilaç kombinasyonlarına yanıtın daha iyi olduğu
dikkati çekmişti. Bunun üzerine geliştirilen ilk etkin
ilaç kombinasyonu mechlorethamin, vincristin,
procarbazin ve prednizolondan oluşan MOPP idi.
1970de De Vita ileri evrede MOPP ile %81 oranında
tam yanıt,[22] 1986da Longo ve ark. 10 yıllık
takipte %54 oranında hastalıksız sağ kalım (disease
free survival; DFS) bildirmişlerdi.[23] MOPP
benzeri kombinasyonlarla (MVPP, COPP, CVPP
vb.) elde edilen yanıtlar benzer olmuştu. MOPPye
alternatif bir tedavi olarak adriamycin, bleomycin,
vinblastin ve dakarbazinden oluşan ABVD
1974de Bonadonna tarafından ortaya atılmıştı;
MOPPye dirençli olan 71 olguda %55 oranında
tam yanıt, yedi yılda ise %53 oranında sağkalım
bildirilmişti.[24]
1980 ortalarında MOPP/ABVD alterne[25] ve MOPP/ABV hibrid[26] şemaları geliştirilmişti. Bu şemalarda birçok ilacın bir arada kullanılması ile tümör hücrelerinde direnç gelişiminin önlenmesi ve her bir ilacın kümülatif dozunun daha düşük oranda olmasıyla, ilaca bağlı yan etkilerin kısmen önlenmesi amaçlanmıştı. Tablo 1de sık kullanılan bazı kemoterapi protokolleri belirtilmiştir. Radyoterapi yönünden de yıllar içinde çocukluk çağında yan etkilerin azaltılması amacı ile yapılan çalışmalarda kombine multiajan kemoterapi ile düşük doz tutulu alan ışınlamasının etkinliği gösterilmiş ve bazı olgularda verilmemesi gündeme gelmiştir.[27-29]
Tablo 1: Çocukluk çağı Hodgkin hastalığında sık kullanılan bazı kemoterapi protokolleri
Çocukluk çağı Hodgkin Lenfomasında
Dünyadaki Çeşitli Merkezlerin
Tedavi Sonuçları
Tek tedavi şekli olarak radyoterapi
Radyoterapi HLde etkin olmasına rağmen tek
tedavi şekli olarak kullanıldığında sonuçlar hastalığın
yaygınlığı, kullanılan sahalar ve doza bağlıdır.
[6] Tek başına radyoterapi uygulanan çocukluk çağı
HL çalışmalarının sonuçları Tablo 2de özetlenmiştir.
Tablo 2: Çocukluk çağı Hodgkin lenfomasında tek radyoterapi sonuçları
Çocuklarda radyoterapinin geç yan etkileri göz önüne alındığında, tutulmuş saha (involved field;IF) ve düşük doz uygulamalarının önemi ortaya çıkar. Ancak bu uygulamaların tek tedavi şekli olarak sonuçları tatmin edici değildi.[8,9,30-32] Bazı merkezlerde evre IAda radyoterapi tek tedavi şekli olarak uygulanmakta idi.[33,34] Ancak günümüzde çocukluk çağı HLde radyoterapi tek tedavi şekli olarak kullanılmamaktadır.
Tek tedavi şekli olarak kemoterapi
Çocukluk çağında HLde tek KT ile tedavi sonuçları
ilk kez radyoterapi olanağının olmadığı
Ugandada Olweny ve ark. tarafından bildirilmişti.
[35] Her klinik evreden toplam 48 çocuğa altı kür
MOPP uygulanmış, beş yıllık sağ kalım erken
evreler için %75, ileri evre için %60 olarak bulunmuştu.
Tan ve ark. çoğu ileri evre 11 çocuğun
sekizinde tek kemoterapi ile nükssüz sağ kalım
bildirmişlerdi.[36] Bazı merkezler ise radyoterapi
komplikasyonlarından sakınılması amaçlı sadece
KT içeren MOPP ve derivelerinden oluşan çok kür sayılarında tedavi uygulamışlardı (Tablo 3).
Bu çalışmalarda iki ile dokuz yıl arasında değişen
medyan izlem sürelerinde erken evrelerde etkileyici
sonuçlar bildirilmiş olmasına rağmen tedavilerde
yüksek doz alkilleyici, antrasiklin ve bleomisin
kullanılması nedeni ile morbidite ve toksik hasarın
arttığı görülmüştür.[37-41] Altı kür MOPPnin hem
erişkin, hem de pediyatrik çalışmalarda erkeklerin
%90ında steriliteye yol açtığı ayrıca sekonder lösemi
riskini artırdığı bilinmektedir.
Tablo 3: Bazı merkezlerin tek tedavi şekli olarak kemoterapi sonuçları
Ayrıca bu çalışmalarda hasta sayısının kısıtlı olması, birçok çalışmada büyük lenfadenopati veya geniş mediasten kitlesi ile başvuran hastaların çalışmaya alınmaması gibi hasta seçiminin yapıldığı, bazı çalışmalarda ise izlem süresinin kısa olması gibi hususlar da dikkate değerdir.
Kemoterapi ile Radyoterapinin Birlikte
Kullanıldığı, Risk ve Yanıta Göre Yapılan
Tedavinin Uygulandığı Kuzey Amerika ve
Avrupa Gruplarının Çalışmaları
1960 sonları ve 1970 başlarında, çocukluk çağı
ileri evre HLde daha iyi sonuçlar alabilme amacıyla
kemoterapi ve radyoterapi birlikte kullanılmaya
başlanmıştı. Erişkinde KT ile birlikte kullanıldığında RT dozlarının düşürülmesinin sağ kalımı düşürmeyip,
yan etkilerin azaltılmasına yol açtığının
görülmesi çocuklarda da RT dozlarının düşürülmesi
ve tedavi sahalarının daraltılarak tutulu alan şeklinde
uygulanmasına ön ayak olmuştu.[45] Pediatrik
hastalarda 5-10 yıllık sağ kalımın %90ların üzerine
çıkarılmasına rağmen uygulanan tedavilere
bağlı olarak geç dönemde gelişen sekonder maligniteler
ve komplikasyonlar nedeni ile bu başarının
belirgin olarak azalması ve takip eden yıllarda bu
oranın daha da arttığının görülmesi,[32,46] Avrupa ve
Amerikada ki çeşitli gruplar tarafından hastaların
risk gruplarına ayrılarak risk ve yanıt ilişkili tedavi
uygulamaları ile düşük riskli hastalarda daha
az, yüksek riskli hastalarda yoğun tedavi ile uzun
süreli sağ kalımın sağlanacağı tedavi protokollerini
gündeme getirmiştir.[47-51] Cevap ilişkili tedavi
ile amaç radyoterapi doz, volüm veya her ikisinin
hangi hastada azaltılacağının veya radyoterapinin
hangi hastada uygulanmayacağının ayırt edilmesi
idi.[43,47,49,52]
Almanların DAL-HD kodlu HL protokol çalışmaları 1978de başlamış ve üç-dört sene aralarla elde edilen sonuçlara göre toksisitenin azaltılması amaçlı kemoteropetiklerin düzenlenmesi (erkeklerde prokarbazin kullanılmaması) ve cevaba bağlı olarak KT ve/veya RTnin azaltılması şeklinde basamak basamak modifiye edilerek en son yedinci çalışma olan GPOH-HD-2002 ile bugünlere gelinmiştir.[47,48,53-57]
1982den beri evre I ve IIAya (grup I) iki kür OPPA, evre IIB-IIIAya (grup II) iki kür OPPA+iki kür COPP, evre IIIB ve IVe (grup III) iki kür OPPA+dört kür COPP kemoterapisi uygulanmış ve kemoterapi sonrası her evrede IF RT kullanılmıştı. Bu grup 1990 yılından beri evreleme laparotomisi ve splenektomi yapmamaktadır. GPOH-HD-95 ve GPOH-HD-2002de grup Ideki iki kür sonrası tam cevap alınan hastalara RT uygulanmadı.[47,48]
1982 yılındaki çalışmada beş yıllık DFS %96 olarak bildirilmiştir.[54] Evre IVde elde edilen %81lik beş yıllık sağ kalım, diğer birçok çalışmaya kıyasla epey yüksektir.[54] Bu nedenle, birçok Avrupa grubu SIOP-HD 87 adı altında evre IVde Alman protokolünü uygulamışlardır. Evre IV 65 hastada sekiz yıllık olaysız sağ kalım (event-free survival; EFS) %77dir.[58]
1985 yılındaki çalışmada prokarbazin tedaviden tamamen çıkarılıp, COPPda prokarbazin yerine metotreksat kullanıldığında grup II ve IIIdeki hastalarda olaysız sağ kalımın %49lara düştüğü görülerek çalışma erken sonlandırılmıştı.[55] DALHD- 87 ve tekrarlayan çalışmalarda büyüme bozukluğunun önlenmesi, akciğer disfonksiyonu, hipotiroidizm, kardiyak hastalıklar ve sekonder malignitelerin önlenmesi açısından radyoterapi volüm (geniş alandan tutulu alana) ve dozu (36dan 20 Gye) azaltıldı. DAL-HD-87de prokarbazinsiz OPA ve prokarbazinli COPP ile de grup II ve IIIde olaysız sağ kalımların çok düşük olduğu görüldü (%49).[56]
OPPAdan prokarbazinin çıkarılması ve COPP da prokarbazin yerine düşük doz metotreksat verilmesi ile tedavi başarısında önemli düşme nedeni ile prokarbazin yerine verilebilecek benzer etkinlikte ajan çalışmaları için DAL-HD-90da erkeklerde fertilitenin korunması amaçlı OPPA protokolündeki prokarbazin yerine etoposid toplam 500 mg/m2 (OEPA) verildi. Bu tedavi ile beş yıllık EFS erkeklede %89 ve kızlarda %91 idi ve fertilite erken evre erkek hastalarda korundu (Tablo 4).[57]
Tablo 4: Çocukluk çağı Hodgkin lenfomasında Almanya-Avusturya (GPOH HD) çalışmaları
GPOH-HD-95 çalışması ile grup 1deki kemoterapi sonrası tam remisyon sağlanan hastalarda radyoterapinin kaldırılabileceği gösterilmiştir. Bu çalışmada beş yıllık hastalıksız sağ kalım erkeklerde kızlardan belirgin olarak düşüktü (%86; %93; p=0.005).[47] Bu durum erkeklerde prokabazin yerine etoposidin kullanılması ile ilişkili olarak değerlendirildi ve GPOH-HD-2002 çalışmasında OEPAdaki etoposid dozu 1250 mg/m2ye artırıldı ve erkeklerde oral prokarbazinin tedaviden tamamen çıkarılması için COPPdeki prokarbazin yerine dakarbazin kullanılarak tedavi cyclofosfamid, vinkristin, prednizon ve dakarbazin (COPDAC) şeklinde uygulandı. Beş yıllık EFS %89 olarak saptandı. Grup II ve IIIdeki hastaların beş yıllık olaysız sağ kalımlarında erkekler ve kızlar arasında belirgin fark saptanmadı (%90.2; %84.7; p=0.12). Grup Ideki (düşük riskli) hastalardan radyoterapi almayanların EFS oranları (%93) ile radyoterapi alanların EFS oranları (%91) bir önceki çalışmada (GPOH-HD-95) olduğu gibi benzerdi.[48] Bu sonuçlar ile erken evre, düşük riskli hastaların tedavisinde radyoterapinin kaldırılabileceği gösterilmiştir.
Fransız Pediyatrik Onkoloji Grubu (SFOP) ilk ulusal Hodgkin lenfoma çalışmasını 1982-1988 yıllarında (MDH 82) yaptı.[7] Klinik olarak evrelendirilen toplam 238 olguluk bu çalışmada erken evredeki hastalar randomize edildi ve evre I-IIA hastalarda dört kür ABVDyi ikişer kür MOPPABVD alterne tedavi ve evre IB ve IIB hastalarda üçer kür MOPP-ABVD alterne tedavi sonrası tutulu alan düşük doz RT (20 Gy) uygulaması karşılaştırıldı. Dört kür ABVD ve MOPP-ABVD alterne tedavi sonrasında tutulu alan 20 Gy RT uygulanması sonrasında hastalarda benzer sağ kalımın sağlandığı görüldü (DFS; %93, %90).[7] İleri evrede altı kür MOPP/ABVD ve IF 20-40 Gy ile evre IIIde %82, evre IVde %62 düzeyinde altı yıllık hastalıksız sağkalım (DFS) elde etmişlerdi.[7]
Bu grup daha sonra tedavi ilişkili toksisite ve geç sekellerin önlenmesi amaçlı nitrojen mustard, prokarbazin, antrasiklinlerin tedaviden çıkarıldığı yeni KT rejimini 1990 yılında MDH90 çalışması ile başlattı.[50] Bu çalışma lokalize hastalıkda (evre IA-B,evre IIA-B) vinblastin, bleomisin, etoposid, prednizon (VBVP)dan oluşan dört kür kemoterapi ve sonrasında cevabı iyi olanlara 20 Gy tutulu alan radyoterapisi, cevabı iyi olmayanlara ek iki kür OPPA sonrası RT uygulaması şeklinde yapıldı. MDH 90 ile beş yıllık olaysız sağ kalım %91 olarak saptanarak o dönemde risk ilişkili tedavi ile iyi cevap alınan grupta VBVP ve 20 Gy RT uygulamasının klasik rejim kadar etkili olduğu belirtildi (Tablo 5).[50]
Tablo 5: Fransız Pediyatrik Onkoloji Grubu (SFOP) Hodgkin lenfoma çalışması
Kuzey Amerikada ise son yıllarda yapılan çalışmalara bakıldığında Childrens Cancer Group (CCG) 1995-1998 yılları arasında riske göre gruplandırdıkları hastalarda başlangıç kombine kemoterapiye tam cevap veren hastalarda radyoterapi kullanılmadan iyi bir sağ kalım sağlanabilir mi sorusuna cevap olarak bir çalışma başlattı. Bu çalışmada (C5942) riske göre üç gruba ayrılan toplam 829 hastadan başlangıç kemoterapiye tam cevap veren 501 hasta, düşük doz tutulu alan ışınlaması yapılanlar ve yapılmayanlar şeklinde randomize edildi ve üç yıllık olaysız sağ kalım (EFS) RT alanlarda %92, RT almayanlarda ise %87 olarak saptandı (p=0.057).[59] Bu çalışmanın uzun dönem izlem sonuçlarına bakıldığında sekiz yıllık olaysız ve genel sağ kalım (OS) oranlarının ışın alan grupta %91.2 ve %97.1; ışın almayan grupta %82.9 ve %95.9 olduğu ve tutulu alan ışınlaması OSye etki sağlamazken EFSde belirgin artış sağladığı görüldü. Bunun sonucunda hasta bazında düşünülerek, hasta ve hastalık özellikleri, erken yanıt değerlendirmesine göre hangi hastanın IFRTden fayda göreceğinin kararının verilmesinin önemi vurgulanmıştır.[60]
Children Oncology Group (COG), 1996-2000 yılları arasında düşük riskli hastalardan (Evre I, II, IIIA) tedaviye erken cevap verenlerde KT kür sayısının azaltılması amaçlı P9426 çalışmasını yaptı.
Bu çalışmada iki kür kombine KT (D, doksorubisin; B, bleomisin; V, vinkristin; E, etoposid) sonrası tam cevap alınan grupta daha fazla KT verilmeden tutulu alan radyoterapisi uygulandı.[51] Bu hastaların sekiz yıllık takiplerinde EFSyi %86; OSyi ise %96 olarak saptadılar ve tartışılan tedavi şekillerinden birinin en iyi seçenek olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını belirtdiler.[61]
Children Oncology Grup, 1997-2001de orta ve yüksek riskli hastalarda risk adapte, cevap ilişkili olarak P9425 çalışması ile yoğun KT ile tümör stabilitesini ve hızlı tümör yıkımını sağlayarak tedaviye erken cevap verenlerde kümülatif dozun azaltılması amaçlı ABVE-PCli (adriamisin, bleomisin, vinkristin, etoposid, prednizon, cyclofosfamid) kemoterapi ve sonrasında IFRT uyguladı.[62] Bu tedavi ile beş yıllık EFSyi %84; OSyi %95 olarak saptayarak, yüksek riskli hastalarda yoğun kemoterapi uygulaması ile erken cevabın sağlanabileceği ve kümülatif dozun azaltılabileceği görüldü.[62]
Childrens Cancer Group, 1999-2001de C59704 çalışması ile yüksek riskli hastalarda erken dönemde yoğun KT (BEACOPP; bleomisin, etoposid, adriamisin, cyclofosfamid, vinkristin, prednizon, prokarbazin) uygulanması ile sağ kalım ve toksisite oranlarına bakdığı çalışmada, cinse bağlı olarak geç dönemde oluşabilecek toksisitelerin azaltılması amacı ile iki-dört kür kemoterapi sonrası hızlı cevap veren hastalarda cinse özgü olarak yoğunluğu azaltılmış devam tedavisi uyguladı. [63] Cinse bağlı geç dönemde oluşabilecek toksisitelerin takibi halen yapılmakta olan çalışmada altı yıllık EFS %94 olarak saptanarak[64] daha önce yapılmış olan yüksek riskli hastalardaki tedavi protokollerinin sonuçlarından daha iyi bulundu.[47,48,60,62] Bu çalışmada yazarlar yüksek riskli HLli hastalarda cevap ilişkili tedavi ile erken yoğun tedaviye hızlı cevap verenlerde daha düşük yoğunlukta tedavi ile devam edilmesinin yüksek sağ kalım elde edilmesinde etkili olduğunu belirtilmektedirler.[64]
Tablo 6: Kuzey Amerika Pediatrik Hodgkin Lenfoma Gruplarının bazı son çalışmaları
St. Jude/Stanford/Dana Farberda düşük riskli HLli hastalarda tedavinin ve toksisitenin azaltılması amaçlı alkilleyici ajan, bleomisin ve etoposid kullanılmadan VAMPli (vinkristin, adriamisin, methotreksat, prednizolon) KT ve sonrasında tutulu alan düşük doz radyoterapinin uygulandığı 1990-2000 yılları arasındaki çalışmada 10 yıllık OS %96.1; EFS %89.4 olarak saptandı.[49] Bu çalışma daha sonra 2000-2008 yılları arasında nonrandomize olarak düşük riskli, tedaviye erken tam cevap veren hastalarda dört kür VAMP sonrası RT uygulanan ve uygulanmayan grup şeklinde değerlendirildiğinde, iki yıllık EFSyi RT almayan grupta %89.4; RT alan grupta %92.5 olarak (p=0.61) saptadılar.[65] Bu şekilde alkilleyici ajan, bleomisin, etoposid, radyoterapi kullanılmadan risk adapte, cevap ilişkili tedavi yaklaşımı ile düşük riskli seçilmiş hasta gruplarında uygulanabilecek etkili ve daha iyi tolere edilebilen tedavi şeması olduğunu vurgulamışlardır.[65]
St. Jude/Stanford/Dana Farberda 1993-2000 yılları arasında yüksek riskli hastalarda alkilleyici, antrasiklin ve radyoterapiye bağlı toksisitelerin azaltılması amaçlı risk adapte VAMP/COPli (vinkristin, adriamisin, methotreksat, prednizolon, cyclofosfamid, vinkristin, prokarbazin) kemoterapi ve sonrasında uyguladıkları cevap ilişkili radyoterapinin değerlendirmelerinde geç rekürrenslerin çok olması nedeni ile çalışma erken sonlandırıldı. [66] Hastaların beş yıllık EFSleri %75 olarak saptanarak, yazarlar yüksek riskli hastalarda alkilleyicilerin başarılı tedavide gerekli olduğunu vurguladılar.[66]
Sonuç olarak 1990lardan günümüze kadar çeşitli gruplar tarafından yapılan çalışmalarda, erken evre HLde %90ların üzerinde olan sağ kalımın devamı sağlanırken toksisitenin azaltılması amaçlandı. Bu çalışmalarda çoklu ajan içeren kemoterapiler sıklıkla radyoterapi ile birlikte risk ve yanıta göre, bazı protokollerde de yan etkileri azaltma amaçlı cinsiyete göre verildi. Bugüne kadar ki verilere göre erken evre, düşük riskli hastalarda mevcut şemalardan birinin diğerine üstün olmadığı görülmekte ve risk-yanıt ilişkili yaklaşım ile 2-4 kür kombine kemoterapi ve sıklıkla eklenen tutulu alan radyoterapisinin tedavide standart olarak kabul edildiği görülmektedir.
İleri evre hastalarda ise altı kür, alkilleyici ajan da içeren kemoterapi şemaları ve tutulu alan radyoterapisi ile iyi sonuçlar alınmaktadır.
References
1) Scheurer ME, Bondy ML, Gurney CG. Epidemiology
of childhood cancer. In: Pizzo PA, Poplack DG, editors.
Pediatric oncology. 6th ed. Philadelphia, PA: Lippincott
Williams&Wilkins; 2011. p. 638-63.
2) Kutluk T, Yeşilipek A. Türk Pediatrik Onkoloji Grubu/
Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Pediatrik Tümör
Kayıtları. www.turkishpediatricancerregistry.org, 2007.
3) Çavdar A, Gözdaşoğlu S, Babacan E. Type I epidemiologic
pattern of Hodgkin disease in Turkish Children.
Hodgkin Sempozyumu, İstanbul, 13-15 Kasım 1996, s.
14-5.
4) Carbone PP, Kaplan HS, Musshoff K, Smithers DW,
Tubiana M. Report of the Committee on Hodgkins
Disease Staging Classification. Cancer Res
1971;31(11):1860-1.
5) Jenkin D, Doyle J, Berry M, Blanchette V, Chan H,
Doherty M, et al. Hodgkins disease in children: treatment
with MOPP and low-dose, extended field irradiation
without laparotomy. Late results and toxicity. Med
Pediatr Oncol 1990;18(4):265-72. CrossRef
6) Lange B, Littman P. Management of Hodgkins disease
in children and adolescents. Cancer 1983;51(8):1371-7.
7) Oberlin O, Leverger G, Pacquement H, Raquin MA,
Chompret A, Habrand JL, et al. Low-dose radiation
therapy and reduced chemotherapy in childhood Hodgkins
disease: the experience of the French Society of
Pediatric Oncology. J Clin Oncol 1992;10(10):1602-8.
8) Derek R, Jenkin T, Berry MP. Hodgkins disease in
children. Semin Oncol 1980;7(2):202-11.
9) Russell KJ, Donaldson SS, Cox RS, Kaplan HS. Childhood
Hodgkins disease: patterns of relapse. J Clin Oncol
1984;2(2):80-7.
10) Leite NP, Kased N, Hanna RF, Brown MA, Pereira JM, Cunha R, et al. Cross-sectional imaging of extranodal
involvement in abdominopelvic lymphoproliferative
malignancies. Radiographics 2007;27(6):1613-34. CrossRef
11) Metzger M, Krasın MJ, Hudson MM, Oncıu M.
Hodgkin lymphoma. In: Pizzo PA, Poplack DG, editors.
Pediatric oncology. 6th ed. Philadelphia, PA: Lippincott
Williams&Wilkins; 2011. p. 638-63.
12) Jerusalem G, Beguin Y, Fassotte MF, Najjar F, Paulus
P, Rigo P, et al. Whole-body positron emission tomography
using 18F-fluorodeoxyglucose for posttreatment
evaluation in Hodgkins disease and non-Hodgkins
lymphoma has higher diagnostic and prognostic value
than classical computed tomography scan imaging.
Blood 1999;94(2):429-33.
13) Friedberg JW, Fischman A, Neuberg D, Kim H,
Takvorian T, Ng AK, et al. FDG-PET is superior to
gallium scintigraphy in staging and more sensitive
in the follow-up of patients with de novo Hodgkin
lymphoma: a blinded comparison. Leuk Lymphoma
2004;45(1):85-92. CrossRef
14) Spaepen K, Stroobants S, Dupont P, Van Steenweghen
S, Thomas J, Vandenberghe P, et al. Prognostic value
of positron emission tomography (PET) with fluorine-
18 fluorodeoxyglucose ([18F]FDG) after first-line
chemotherapy in non-Hodgkins lymphoma: is [18F]
FDG-PET a valid alternative to conventional diagnostic
methods? J Clin Oncol 2001;19(2):414-9.
15) Hudson MM, Krasin MJ, Kaste SC. PET imaging
in pediatric Hodgkins lymphoma. Pediatr Radiol
2004;34(3):190-8. CrossRef
16) Rini JN, Núñez R, Nichols K, Tronco GG, Tomas
MB, Hart D, et al. Coincidence-detection FDG-PET
versus gallium in children and young adults with
newly diagnosed Hodgkins disease. Pediatr Radiol.
2005;35(2):169-78. CrossRef
17) Hines-Thomas M, Kaste SC, Hudson MM, Howard
SC, Liu WA, Wu J, et al. Comparison of gallium and
PET scans at diagnosis and follow-up of pediatric patients
with Hodgkin lymphoma. Pediatr Blood Cancer
2008;51(2):198-203. CrossRef
18) Shankar A, Fiumara F, Pinkerton R. Role of FDG
PET in the management of childhood lymphomas-
-case proven or is the jury still out? Eur J Cancer
2008;44(5):663-73. CrossRef
19) Montravers F, McNamara D, Landman-Parker J, Grahek
D, Kerrou K, Younsi N, et al. [(18)F]FDG in childhood
lymphoma: clinical utility and impact on management.
Eur J Nucl Med Mol Imaging 2002;29(9):1155-65.
20) Peters M. A study of survival in Hodgkins disease
treated radio-logically. Am J Roentgenol 1950;63:299-
21) Fairley GH, Patterson MJ, Scott RB. Chemotherapy of Hodgkins Disease with Cyclophosphamide, Vinblastine,
and Procarbazine. Br Med J 1966;2(5505):75-8.
22) Devita VT Jr, Serpick AA, Carbone PP. Combination
chemotherapy in the treatment of advanced Hodgkins
disease. Ann Intern Med 1970;73(6):881-95. CrossRef
23) Longo DL, Young RC, Wesley M, Hubbard SM, Duffey
PL, Jaffe ES, et al. Twenty years of MOPP therapy
for Hodgkins disease. J Clin Oncol 1986;4(9):1295-
24) Bonadonna G, Valagussa P, Santoro A. Alternating noncross-
resistant combination chemotherapy or MOPP in
stage IV Hodgkins disease. A report of 8-year results.
Ann Intern Med 1986;104(6):739-46. CrossRef
25) Santoro A, Bonfante V, Bonadonna G. Salvage chemotherapy
with ABVD in MOPP-resistant Hodgkins disease.
Ann Intern Med 1982;96(2):139-43. CrossRef
26) Klimo P, Connors JM. MOPP/ABV hybrid program:
combination chemotherapy based on early introduction
of seven effective drugs for advanced Hodgkins disease.
J Clin Oncol 1985;3(9):1174-82.
27) Hudson MM, Greenwald C, Thompson E, Wilimas J,
Marina N, Fairclough D, et al. Efficacy and toxicity of
multiagent chemotherapy and low-dose involved-field
radiotherapy in children and adolescents with Hodgkins
disease. J Clin Oncol 1993;11(1):100-8.
28) Hunger SP, Link MP, Donaldson SS. ABVD/MOPP
and low-dose involved-field radiotherapy in pediatric
Hodgkins disease: the Stanford experience. J Clin Oncol
1994;12(10):2160-6.
29) Weiner MA, Leventhal B, Brecher ML, Marcus RB,
Cantor A, Gieser PW, et al. Randomized study of intensive
MOPP-ABVD with or without low-dose totalnodal
radiation therapy in the treatment of stages IIB,
IIIA2, IIIB, and IV Hodgkins disease in pediatric patients:
a Pediatric Oncology Group study. J Clin Oncol
1997;15(8):2769-79.
30) Donaldson SS, Glatstein E, Rosenberg SA, Kaplan HS.
Pediatric hodgkins disease. II. Results of therapy. Cancer
1976;37(5):2436-47. CrossRef
31) Jereb B, Tan C, Bretsky S, He SQ, Exelby P. Involved
field (IF) irradiation with or without chemotherapy in
the management of children with Hodgkins disease.
Med Pediatr Oncol 1984;12(5):325-32. CrossRef
32) Mauch PM, Weinstein H, Botnick L, Belli J, Cassady
JR. An evaluation of long-term survival and treatment
complications in children with Hodgkins disease. Cancer
1983;51(5):925-32. CrossRef
33) Barrett A, Crennan E, Barnes J, Martin J, Radford M.
Treatment of clinical stage I Hodgkins disease by local
radiation therapy alone. A United Kingdom Childrens
Cancer Study Group study. Cancer 1990;66(4):670-4.
34) Jenkin D, Doyle J, Berry M, Blanchette V, Chan H, Doherty M, et al. Hodgkins disease in children: treatment
with MOPP and low-dose, extended field irradiation
without laparotomy. Late results and toxicity. Med
Pediatr Oncol 1990;18(4):265-72. CrossRef
35) Olweny CL, Katongole-Mbidde E, Kiire C, Lwanga
SK, Magrath I, Ziegler JL. Childhood Hodgkins
disease in Uganda: a ten year experience. Cancer
1978;42(2):787-92. CrossRef
36) Tan C, Jereb B, Chan KW, Lesser M, Mondora A, Exelby
P. Hodgkins disease in children. Results of management
between 1970-1981. Cancer 1983;51(9):1720-5.
37) Behrendt H, Brinkhuis M, Van Leeuwen EF. Treatment
of childhood Hodgkins disease with ABVD without
radiotherapy. Med Pediatr Oncol 1996;26(4):244-8.
38) Hakvoort-Cammel FG, Buitendijk S, van den Heuvel-
Eibrink M, Hählen K. Treatment of pediatric Hodgkin
disease avoiding radiotherapy: excellent outcome with
the Rotterdam-HD-84-protocol. Pediatr Blood Cancer
2004;43(1):8-16. CrossRef
39) van den Berg H, Zsiros J, Behrendt H. Treatment of
childhood Hodgkins disease without radiotherapy.
Ann Oncol 1997;8 Suppl 1:15-7. CrossRef
40) Baez F, Ocampo E, Conter V, Flores A, Gutierrez T,
Malta A, et al. Treatment of childhood Hodgkins disease
with COPP or COPP-ABV (hybrid) without radiotherapy
in Nicaragua. Ann Oncol 1997;8(3):247-50.
41) Jacobs P, King HS, Karabus C, Hartley P, Werner D.
Hodgkins disease in children. A ten-year experience in
South Africa. Cancer 1984;53(2):210-3. CrossRef
42) Hutchinson RJ, Fryer CJ, Davis PC, Nachman J, Krailo
MD, OBrien RT, et al. MOPP or radiation in addition
to ABVD in the treatment of pathologically staged advanced
Hodgkins disease in children: results of the
Childrens Cancer Group Phase III Trial. J Clin Oncol
1998;16(3):897-906.
43) Kung FH, Schwartz CL, Ferree CR, London WB, Ternberg
JL, Behm FG, et al. POG 8625: a randomized
trial comparing chemotherapy with chemoradiotherapy
for children and adolescents with Stages I, IIA, IIIA1
Hodgkin Disease: a report from the Childrens Oncology
Group. J Pediatr Hematol Oncol 2006;28(6):362-8.
44) Sripada PV, Tenali SG, Vasudevan M, Viswanadhan S,
Sriraman D, Kandasamy R. Hybrid (COPP/ABV) therapy
in childhood Hodgkins disease: a study of 53 cases
during 1989-1993 at the Cancer Institute, Madras. Pediatr
Hematol Oncol 1995;12(4):333-41. CrossRef
45) Pao WJ, Kun LE. Hodgkins disease in children. Hematol
Oncol Clin North Am 1989;3(2):345-65.
46) Castellino SM, Geiger AM, Mertens AC, Leisenring
WM, Tooze JA, Goodman P, et al. Morbidity and mortality
in long-term survivors of Hodgkin lymphoma:
a report from the Childhood Cancer Survivor Study. Blood 2011 Feb 10;117(6):1806-16. CrossRef
47) Dörffel W, Lüders H, Rühl U, Albrecht M, Marciniak
H, Parwaresch R, et al. Preliminary results of the multicenter
trial GPOH-HD 95 for the treatment of Hodgkins
disease in children and adolescents: analysis and
outlook. Klin Padiatr 2003;215(3):139-45. CrossRef
48) Mauz-Körholz C, Hasenclever D, Dörffel W, Ruschke
K, Pelz T, Voigt A, et al. Procarbazine-free OEPACOPDAC
chemotherapy in boys and standard OPPACOPP
in girls have comparable effectiveness in pediatric
Hodgkins lymphoma: the GPOH-HD-2002 study. J
Clin Oncol 2010;28(23):3680-6. CrossRef
49) Donaldson SS, Link MP, Weinstein HJ, Rai SN, Brain
S, Billett AL, et al. Final results of a prospective clinical
trial with VAMP and low-dose involved-field radiation
for children with low-risk Hodgkins disease. J
Clin Oncol 2007;25(3):332-7. CrossRef
50) Landman-Parker J, Pacquement H, Leblanc T, Habrand
JL, Terrier-Lacombe MJ, Bertrand Y, et al. Localized
childhood Hodgkins disease: response-adapted chemotherapy
with etoposide, bleomycin, vinblastine, and
prednisone before low-dose radiation therapy-results
of the French Society of Pediatric Oncology Study
MDH90. J Clin Oncol 2000;18(7):1500-7.
51) Tebbi CK, Mendenhall N, London WB, Williams JL,
de Alarcon PA, Chauvenet AR; Childrens Oncology
Group. Treatment of stage I, IIA, IIIA1 pediatric
Hodgkin disease with doxorubicin, bleomycin, vincristine
and etoposide (DBVE) and radiation: a Pediatric
Oncology Group (POG) study. Pediatr Blood Cancer
2006;46(2):198-202. CrossRef
52) Schwartz CL, Constine LS. Early response-based therapy
for children with Hodgkin lymphoma: a surrogate
for using biology to effect cure and minimize toxicity.
In: 2010 Educational Book. Alexandria, VA: American
Society of Clinical Onocologists; 2010. p. 391-6.
53) Schellong G, Waubke-Landwehr AK, Langermann
HJ, Riehm HJ, Brämswig J, Ritter J. Prediction of
splenic involvement in children with Hodgkins disease.
Significance of clinical and intraoperative findings.
A retrospective statistical analysis of 154 patients
in the German therapy study DAL-HD-78. Cancer
1986;57(10):2049-56. CrossRef
54) Schellong G, Brämswig J, Ludwig R, Gerein V, Jobke
A, Jürgens H, et al. Combined treatment strategy in
over 200 children with Hodgkins disease: graduated
chemotherapy, involved field irradiation with low dosage
and selective splenectomy. A report of the cooperative
therapy study DAL-HD-82. [Article in German]
Klin Padiatr 1986;198(3):137-46. [Abstract] CrossRef
55) Schellong G, Hörnig I, Brämswig J, Bökkerink JP,
Steinhoff A, Ludwig R, et al. Significance of procar-bazine in the chemotherapy of Hodgkins disease--a
report of the Cooperative Therapy Study DAL-HD-85.
[Article in German] Klin Padiatr 1988;200(3):205-13.
[Abstract] CrossRef
56) Schellong G, Hörnig-Franz I, Rath B, Ritter J, Riepenhausen
M, Kabisch H, et al. Reducing radiation dosage
to 20-30 Gy in combined chemo-/radiotherapy of
Hodgkins disease in childhood. A report of the cooperative
DAL-HD-87 therapy study. [Article in German]
Klin Padiatr 1994;206(4):253-62. [Abstract] CrossRef
57) Schellong G, Pötter R, Brämswig J, Wagner W, Prott
FJ, Dörffel W, et al. High cure rates and reduced
long-term toxicity in pediatric Hodgkins disease: the
German-Austrian multicenter trial DAL-HD-90. The
German-Austrian Pediatric Hodgkins Disease Study
Group. J Clin Oncol 1999;17(12):3736-44.
58) Schellong G. The balance between cure and late effects
in childhood Hodgkins lymphoma: the experience
of the German-Austrian Study-Group since 1978.
German-Austrian Pediatric Hodgkins Disease Study
Group. Ann Oncol 1996;7 Suppl 4:67-72. CrossRef
59) Nachman JB, Sposto R, Herzog P, Gilchrist GS,
Wolden SL, Thomson J, et al. Randomized comparison
of low-dose involved-field radiotherapy and no
radiotherapy for children with Hodgkins disease who
achieve a complete response to chemotherapy. J Clin
Oncol 2002;20(18):3765-71. CrossRef
60) Wolden SL, Chen L, Kelly KM, Herzog P, Gilchrist
GS, Thomson J, et al. Long-term results of CCG 5942:
a randomized comparison of chemotherapy with and
without radiotherapy for children with Hodgkins lymphoma--
a report from the Childrens Oncology Group.
J Clin Oncol 2012;30(26):3174-80. CrossRef
61) Tebbi CK, Mendenhall NP, London WB, Williams JL, Hutchison RE, Fitzgerald TJ, et al. Response-dependent
and reduced treatment in lower risk Hodgkin lymphoma
in children and adolescents, results of P9426:
a report from the Childrens Oncology Group. Pediatr
Blood Cancer 2012;59(7):1259-65. CrossRef
62) Schwartz CL, Constine LS, Villaluna D, London
WB, Hutchison RE, Sposto R, et al. A risk-adapted,
response-based approach using ABVE-PC for children
and adolescents with intermediate- and highrisk
Hodgkin lymphoma: the results of P9425. Blood
2009;114(10):2051-9. CrossRef
63) Kelly KM, Hutchinson RJ, Sposto R, Weiner MA,
Lones MA, Perkins SL, et al. Feasibility of upfront
dose-intensive chemotherapy in children with advanced-
stage Hodgkins lymphoma: preliminary results
from the Childrens Cancer Group Study CCG-
59704. Ann Oncol 2002;13 Suppl 1:107-11. CrossRef
64) Kelly KM, Sposto R, Hutchinson R, Massey V, Mc-
Carten K, Perkins S, et al. BEACOPP chemotherapy is
a highly effective regimen in children and adolescents
with high-risk Hodgkin lymphoma: a report from the
Childrens Oncology Group. Blood 2011;117(9):2596-
603. CrossRef