Summary
Yaşam süresinin uzaması hücrelerin yenilenme yeteneğini kaybetmesine ve kanser hücrelerinin gelişmesine yol açmaktadır. Kanser hastaları, ağrıya duyarlı yapıların tümörle invazyonu veya kompresyonu, kanser tanı ve tedavisine ya da kanser dışı nedenlere bağlı ağrı yaşayabilmektedirler. Ağrı, bireylerin günlük yaşam aktivitelerini olumsuz yönde etkileyerek yaşam kalitelerinin azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle yaşlı hastalarda ağrının değerlendirilmesi tedavi süreci ve yaşam kaliteleri açısından önemli bir yer tutmaktadır. Yaşlılarda ağrının değerlendirilmesi fiziksel, emosyonel ve psikososyal açıdan çok boyutlu yaklaşım gerektirmektedir. Hemşireler subjektif bir semptom olan ağrıyı tanımlamalı, değerlendirmeli, ağrıyı gidermede uygun yöntemleri seçmelidir.Introduction
Günümüzde nüfus artış hızındaki azalma eğilimi, ortalama yaşam beklentisinin yükselmesi genel nüfus içinde yaşlı nüfus oranının artmasına yol açmakta ve dünyamız giderek demografik yaşlanma sürecine girmektedir. Bu nedenle yaşlılık, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde gündemde olan ve her geçen gün önemi daha da artan konulardan biri haline gelmektedir. Dünyada ve Türkiye'de yaşlı nüfusu ve ortalama yaşam süresindeki artış yaşlılarda kronik hastalıkların artmasına neden olmaktadır.[1] Kronik hastalıklara baktığımızda tüm kanser olgularının %50'si 65 yaş üzerinde görülmekte ve 65 yaş üzeri ölüm nedenleri arasında kanser, kardiyak nedenlerden sonra ikinci sırada yer almaktadır.[2]Dünyada ve Türkiye'de kanser tanısı alan bireylerin sayısı giderek artmaktadır. Hem kanser tanısı almak, hem de eşlik eden birçok semptom bireyleri biyo-psiko-sosyal yönden etkileyerek, yaşam kalitelerinin düşmesine neden olmaktadır. Bu semptomların başında ise “ağrı” şikâyeti gelmektedir. Kanser hastasında ağrı, hastanın yaşam kalitesini bozabilmekte, umutsuzluğa neden olarak hastalıkla baş edebilmesini güçleştirebilmektedir. [3] Yaşlanan nüfusun artması ve kanser hastalarının hayatta kalma süresinin artması nedeniyle kansere bağlı görülen semptomların tedavisi ve yönetimi daha fazla önem kazanmaktadır.
Yaşlanma ve Kanser
Yaşın ilerlemesiyle birlikte yaşlılarda kronik ve
dejeneratif hastalıkların insidansı artması morbidite
ve mortalitenin artmasına neden olmaktadır. Kanser,
kronik hastalıklar ve 65 yaş üzeri ölüm nedenleri
içinde Türkiye'de ve dünyada kardiyovasküler
hastalıklardan sonra ikinci sırada yer almaktadır.
[2,4] Tüm kanser olgularının %80'i 65 yaş üzerinde
görülmektedir.[5] 65 yaşın üzerindeki kişilerde gençlere
göre kanser insidansının 11, kanser mortalitesinın
ise 15 kat daha fazla olduğu görülmüştür.[6] Tüm
dünyada geriatrik kanser hastalarının sayısı 2000'de
1.3 milyon iken 2050'de bu sayının 2.6 milyonu bulacağı,
75 yaş ve üstünde ise 2000 ile 2050 arasında
üç kat daha artacağı, popülasyonun da %30'dan,
%42'ye çıkacağı tahmin edilmektedir.[7]
Yaşın ilerlemesi ile kanser insidansının artmasının nedeni yaşam süresinin uzaması ile hücrelerin genetik, çevresel etkenlere maruz kalarak normal yapılarını yitirmesi, tümörün gelişmesi ve yeterli mutasyonun birikmesi için bireyin yeterince uzun süre yaşamasıdır. Çünkü karsinogenezis onlarca yılda tamamlanan çok basamaklı bir süreçtir. Karsinogenezin geç dönemlerine ait hücrelerin dokularda birikimi, endokrin ve immün sistemlerdeki değişiklikler, yaşa bağlı telomeraz instabilitesi, hücrelerin apoptozis ve yenilenme yeteneğini kaybetmesi yaşlılarda kanser gelişimine yol açan mekanizmalardır.[ 8,9] Bu nedenle kanserin yaşla birlikte artması doğaldır.
Yaşlı Hastalarda Ağrı Prevelansı
Yaşlı nüfusta ağrı önemli bir sağlık sorunu olarak
karşımıza çıkmaktadır. Ağrı kanser hastaları
tarafından deneyimlenen en yaygın semptom olup
bireyleri biyo-psiko-sosyal açıdan olumsuz yönde
etkilemektedir. Ağrının öznel bir semptom olması
nedeniyle kanser ağrısının insidansını belirlemek
güçtür. Ağrı prevalansının, kanser tanısı yeni konulmuş
hastalarda %28, aktif olarak kanser tedavisi
gören hastalarda %50-70 ve ileri dönem kanser
hastalarında ise %64-80 olduğu görülmektedir.[10]
Bu sıklık terminal dönemde %90'a kadar ulaşmaktadır.
Ayrıca her gün yaklaşık 3.5 milyon kişinin
kansere bağlı olarak ağrıdan yakındığı tahmin edilmektedir.[11]
Dünyada tüm kanser hastalarının %25'inin şiddetli ağrısı dindirilmeden yaşamını kaybettiği belirtilmektedir.[12] Kanser ağrısı bireylerin %80- 90'ında farmakolojik tedavilerle etkin bir şekilde tedavi edilebilmesine karşın, pratikte bu oran %30- 40 civarında kalmakta ve birçok kanser hastası ağrı çekmektedir.[13]
Yaşlılarda kanser ağrısı prevalansı tahminleri sınırlıdır. Yapılan tanımlayıcı çalışmalara göre ağrı insidansı geniş bir varyasyon göstermekte, hem kanser nedeniyle hem de kanser dışı nedenlerden dolayı yaşlılar ağrı yaşamaktadır.[14]
Kanser Hastalarında Ağrı Nedenleri
Kanser ile ilişkili ağrı sendromları akut veya
kronik ağrıdır. Akut ağrı sıklıkla anjiografi, endoskopi,
biyopsi gibi tanı işlemleriyle veya cerrahi,
radyoterapi, kemoterapi gibi terapötik girişimlerle
ilişkilidir. Kronik ağrı ise genellikle tümör infiltrasyonu
ile ilişkili olup kemik-yumuşak doku infiltrasyonu,
içi boş organların obstrüksiyonu, sinir,
kan ve lenf damarlarının bası altında kalması sonucu
ortaya çıkmaktadır. Yaşlı kanser hastalarında
ağrı nedenleri çok faktörlüdür. Yaşlılarda kansere
bağlı görülen ağrı sendromları etiyolojilerine göre
üç büyük grupta toplanmaktadır.[15]
1. Ağrıya duyarlı yapıların tümörle invazyonu
veya kompresyonuna bağlı ağrılar:
• Kemiğin invazyonu,
• Sinir kökleri ve pleksusların kompresyonu,
• Tümörün sinir dokusuna infiltrasyonu,
• Kan damarlarının infiltrasyonu,
• Kan damarlarının tıkanması,
• İçi boş veya sert organ duktuslarının tümör ile
tıkanması,
• Fasya, periost ve diğer ağrıya hassas yapıların
enfeksiyonu,
• Mükoz membran ve diğer ağrıya hassas yapıların
enfeksiyon ve enflamasyonu
Kanser hastalarının %77'sinde görülen ağrının nedeni tümörle ilgili nedenlerdir.[16]
2. Kanser tanı ve tedavisine (cerrahi, kemoterapi,
radyoterapi gibi) bağlı ağrılar:
• Tanı işlemlerine bağlı ağrılar (endoskopi,
lomber ponksiyon, kan örnekleri, anjiyografi,
biyopsi)
• Cerrahi tedaviye bağlı ağrılar
• Akut ameliyat sonrası ağrı,
• Kronik ağrılar
• Kronik ameliyat sonrası ağrı
• Mastektomi
• Radikal boyun diseksiyonu
• Lenf ödem
• Torakotomi
• Fantom ekstremite
• Kemoterapiye bağlı ağrılar
• Akut (gastrointestinal distres, mukozit, miyalji,
eklem ağrıları, kardiyomiyopati, pankreatit
ve ekstravazasyon sonucu ortaya çıkan
ağrılar)
• Kronik
• Radyoterapiye bağlı ağrılar
• Akut (cilt yanıkları, gastrointestinal kramplar,
mukozit, kaşınma sonucu ortaya çıkan ağrılar)
• Kronik (kemik nekrozu, fibrozis, pnömoni,
miyelopati, barsak ülserleri ya da tıkanıklığı)
• Tanı işlemlerine bağlı ağrılar (endoskopi,
lomber ponksiyon, kan örnekleri, anjiyografi,
biyopsi)
• Cerrahi tedaviye bağlı ağrılar
• Akut ameliyat sonrası ağrı,
• Kronik ağrılar
• Kronik ameliyat sonrası ağrı
• Mastektomi
• Radikal boyun diseksiyonu
• Lenf ödem
• Torakotomi
• Fantom ekstremite
• Kemoterapiye bağlı ağrılar
• Akut (gastrointestinal distres, mukozit, miyalji,
eklem ağrıları, kardiyomiyopati, pankreatit
ve ekstravazasyon sonucu ortaya çıkan
ağrılar)
• Kronik
• Radyoterapiye bağlı ağrılar
• Akut (cilt yanıkları, gastrointestinal kramplar,
mukozit, kaşınma sonucu ortaya çıkan ağrılar)
• Kronik (kemik nekrozu, fibrozis, pnömoni,
miyelopati, barsak ülserleri ya da tıkanıklığı)
Kanser hastalarının %19'unda görülen ağrının nedeni kanser tedavisi sırasındaki uygulamalara bağlı görülen ağrılardır. Kansere bağlı cerrahi girişime maruz kalan hastaların %30'unda hafif, %30'unda orta şiddette ve %40'ında çok şiddetli ameliyat sonrası ağrılar görülmektedir. Kemoterapi tedavisi ise çoğunlukla akut ağrılara neden olmaktadır.[16]
3. Kanserli hastalarda kanser dışı nedenlere
bağlı ağrılar:
Kanser hastasında görülen her ağrının nedeni
kanser olmayabilir. Kanser hastalarının %3-
7.5'inde ağrı kanser dışı bir etkene bağlı olarak
ortaya çıkmaktadır. Ağrının hemen kansere bağlanmaması,
nedeninin tam olarak araştırılması gerekir.
Bu ağrılar genellikle diğer hastalık veya yaralanmadan
oluşan akut ağrılar (baş ağrısı, herpes
zoster vb.) olabileceği gibi, sekellere bağlı gelişen
ya da hastalıkların komplikasyonları sonucunda gelişen (diyabetik nöropati, migren vb) kronik
ağrıdır. Ancak, kanser hastalarında özellikle ileri
evrede ağrının nedeni tek bir etiyolojiye dayanmamaktadır.
Bir kanser hastası aynı zamanda hem
tümöre, hem de tümör tedavisine bağlı olarak ağrı
yaşayabilmektedir.[15]
Yaşlı Kanser Hastalarında Ağrının
Değerlendirilmesi
Yaşlılarda ağrı değerlendirmesinde ve yönetiminde
yaşlanma ile meydana gelen fizyolojik değişikliklerin
göz önüne alınması gerekmektedir. Yaşlılıkla
birlikte glomerüler filtrasyon hızı, solunum
kapasitesi ve kardiyak indeksler azalır. Kardiyak
indeks ve nefes alma kapasitesinde değişiklikler
hastaların performans durumunu ve tedavilere toleransını
etkilemekte, glomerüler filtrasyon hızının
azalması ise ilaç farmakokinetiğini olumsuz
etkilemektedir. Polifarmasi nedeniyle inhibe olan
sitokrom p450, antikanser ilaç metabolizmasının
bozulmasına neden olmaktadır.[17]
Ayrıca yaşla birlikte sinir ileti hızı azalmaktadır. Veriler nosiseptif reseptörlerin sayısında ve opioid reseptör sayısında azalma olduğunu ortaya koymaktadır. Bu değişiklikler ağrının algılamasını ve opioidlere hassasiyeti etkilemektedir. Yaşlanma ile meydana gelen bilişsel azalma, enflamatuvar mediatörlerde, endokrin fonksiyonlarda, karaciğer fonksiyonunda değişiklikler, sitokrom p450 sistemi aktivitesinde azalma gibi fizyolojik değişiklikler hem farmakoterapiyi hem de ağrı tedavisini ve yönetimini etkilemektedir.[18]
Bunun yanı sıra kişiye özgü ve subjektif bir his olan ağrının, etkin ve doğru tedavi edilebilmesi için hastanın ağrısını iyi ifade edebilmesi, yeterli ve doğru olarak değerlendirilmesi gerekir.[19] Ağrının öznel bir semptom olması hastayı tüm yönleri ile tanıma ve doğru öykü almayı, sürekli gözlem yapmayı, ağrı değerlendirmesinde uygun yöntemleri kullanmayı gerektirmektedir. Bu nedenle hastadan ayrıntılı öykü almak, hastayı devamlı gözlemek, uygun ölçüm yöntemlerinden yararlanmak hastanın başlangıçtaki değerlendirilmesi için oldukça önemlidir.[20,21]
Kanser hastalarının ağrı açısından değerlendirilmesinde izlenecek yollar şu şekilde sıralanabilir;
1. Ağrısı olan hastanın değerlendirilmesine öncelikle gözlemle başlanır.
Hastada şu özelliklerin varlığı değerlendirilir;
• Ağrıyı azaltıcı davranışlar,
• Kullanılan ilaçlar,
• Hastanın aktivitesindeki artış ya da azalma,
• Yüz ifadesi, sinirlilik, inleme, iç çekme gibi
davranışlar,
• Postür ya da yürüyüş bozukluğu,
• Etkilenen bölgeyi ovuşturma ya da destekleme,
• Sık sık pozisyon değiştirme ya da aynı pozisyonda
sürekli kalma.
2. Hastanın genel öyküsü alınır.
Öyküde;
• Demografik bilgiler,
• Mevcut hastalık öyküsü,
• Kullanılan ilaçlar,
• İlaç alerjisinin olup olmadığı,
• Geçmiş tıbbi öyküsü,
• Geçmiş ağrı öyküsü,
• Uygulanan tedaviler ve etkileri değerlendirilir.
3. Hastanın ağrı öyküsü alınır.
Ağrı öyküsünde;
• Ağrının başlangıcı,
• Ağrının süresi,
• Ağrının yeri,
• Ağrının şiddeti, niteliği, zaman ve durumlara
göre değişimleri,
• Ağrının özellikleri,
• Ağrıyı rahatlatan ve arttıran faktörler değerlendirilir.
4. Klinik muayene yapılır.
Klinik muayenede;
• Fizik muayene,
• Ağrıya verilen yanıt,
• Ağrının nabız, solunum, kan basıncına olan
etkisi değerlendirilir.[20]
Her yaş grubunda olduğu gibi, yaşlılarda da ağrı değerlendirmesinde en önemli faktör hastanın kendi ifadesidir. Ancak, yaşlı bireyler sıklıkla ağrıyı olduğundan az bildirmeye eğilimlidirler. Ayrıca yaşlılarda var olan diğer tıbbi problemler ve semptomlar değerlendirmeyi daha da güçleştirebilir. Yaşlı hastalarda işitme ve görme bozuklukları, algılamada kısıtlılık, depresyon, eşlik eden hastalıklar, mental durum değişimleri, ağrıdan bağımsız veya ağrı ile birlikte seyreden günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayan fonksiyonel durum, ilaç veya alkol bağımlılığının varlığı ağrı değerlendirilmesini zorlaştıran faktörlerdir.[19,22] Bu nedenle yaşlı hasta ile hemşire arasında doğru bir iletişim kurulmalı, hastayı değerlendirirken ilerleyen yaş ile beraber fizyolojik, psikolojik, sosyal ve çevresel değişimler de göz önüne alınarak, çok yönlü bir yaklaşımla değerlendirilmelidir.
Yaşlı Kanser Hastalarında Ağrı
ve Hemşirelik
Devam eden veya dindirilemeyen, tedavi edilmeyen
kanser ağrısı hastanın yaşamının her alanında
olumsuz etkiye yol açabilmektedir.[23] Ağrı,
anksiyeteye neden olmakta, bireyin fonksiyonel
kapasitesini olumsuz yönde etkilemekte, bireyin
aile, sosyal ve mesleki rollerini yerine getirme
yeteneğini engelleyebilmektedir. Ağrı bu etkileri
nedeniyle bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal fonksiyonlarını
etkileyerek yaşam kalitesini her yönüyle
azaltmaktadır.[24] Ayrıca orta düzeyde veya şiddetli
düzeyde ağrısı olan hastalarda uyku düzeninde
azalma, günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlanma,
çalışma kapasitesinde ve sosyal etkileşimde azalma
görülmektedir. Yapılan bir çalışmada ağrının
yaşlı hastaların %69.1'inin aktivitesini, %63.6'sının
uyku düzenini, %27.3'ünün beslenmesini,
%30.9'unun sosyal yaşantısını olumsuz yönde etkilediği
belirlenmiştir.[25]
Günümüzde ağrı kontrolü multidisipliner bir yaklaşımla yürütülen ekip işidir. Hemşire bu ekipte önemli bir role sahiptir ve kanser bakımının önemli ve bütünleyici elemanıdır. Ağrı kontrolünde hemşirenin rolünü diğer ekip üyelerinden ayıran ve önemli kılan hemşirenin hasta ile diğer ekip üyelerinden daha uzun süre birlikte olmasıdır.[26] Hemşireler, sağlığın geliştirilmesi ve korunması, tanı, tedavi, rehabilitasyon aşamalarında çok yönlü bir bakım sağlamaktadırlar. Uluslararası Kanser Bakım Hemşireleri Birliği (The International Society of Nurses in Cancer Care: ISNCC) hemşirelere ağrı ile baş etmede bazı önerilerde bulunmuştur.[27] Bu öneriler;
• Hemşireler kanser ağrısının tanılanması ve değerlendirilmesi, disiplinlerarası planlaması, uygulamasında eşgüdüm sağlanması ve girişim sonuçlarının değerlendirilmesinde liderlik rolünü üstlenmelidirler.
• Hemşireler etkili bir ağrı yönetimi için sağlık sisteminden kaynaklanan engelleri/güçlükleri en aza indirme ya da azaltma konusunda çaba harcamalıdırlar.
• Hemşireler ağrı kontrolünün hasta hakkı olduğu konusunun toplum, hasta, aile ve meslektaşlarının eğitiminde ele alınmasında ve kanser ağrısının değerlendirilmesi ve tedavisinde var olan kaynak ve seçeneklerin sunulmasında esas sorumlu kişiler olmalıdırlar.
• Hemşireler politika belirleyicileri ve politikacılar ile iletişim kurarak, ağrı kontrolü için kaynakların dağılımında ulusal ve uluslararası düzeyde etkili olmalıdırlar.
• Hemşireler bağımsız olarak ve işbirliği içinde kanser ağrısı konusunda araştırmalar yapmalı ve uygulanabilir araştırma sonuçlarını eğitim ve uygulamalarında kullanmalıdırlar.[27]
Ağrısı olan hastalara yeterli eğitim ve destek verilmediği takdirde hastalar yapılan uygulamaları reddedebilirler. Bu nedenle ağrısı olan hasta bakımında hasta ile hemşire arasında karşılıklı güven oluşması son derece önemlidir. Ayrıca ağrı karşısında her yaşlı farklı yanıt ve tepkiler verir. Bu nedenle yaşlıların destek ve cesarete daha fazla gereksinimleri vardır. Hemşire bu durumda hastanın ağrısını ve durumunu çok iyi değerlendirmelidir.[28] Hemşirenin bu rollerini yerine getirebilmesi için ağrı konusunda bilgili, duyarlı olması, iletişim kurma becerisinin iyi olması ve empati yapabilmesi ağrıyı gidermede etkili bir hemşirelik bakımının planlanmasında önemlidir. Hemşireler ağrı yaşayan bireyin bakımında uygun yaklaşımlarda bulunduğu taktirde eğitim, bakım, tedavi, araştırma, danışmanlık ve rehabilitasyon rollerini de gerçekleştirmiş olacaktır.[26,29]
Conclusion
Ağrının sadece doku hasarının bir göstergesi olmadığı, aynı zamanda baş etme yetenekleri, sosyo- ekonomik durum, kültürel geçmiş, psikolojik değişkenler, entellektüel durumlardan etkilenen kompleks bir kavram olduğu bilinmektedir. Bu nedenle kanser ağrısının fizyolojik, duygusal, psikososyal, bilişsel, davranışsal, ruhsal yönleriyle ele alınması gerekmektedir. Kanser gibi yaşamı tehdit eden bir hastalığın yıkıcı bir semptomu olan ağrının yönetimi için, bakım sürecinde hasta ve ailesi/ bakım veren kişilerin baş etme becerilerinin ve problem çözme yeteneklerinin desteklenmesi sağlık personeli olarak hemşirelerin önemle üstünde durmaları gereken bir konudur. Ayrıca, yaşlı kanser hastalarına ve onlara bakım veren yakınlarına, ağrı ve ağrı yönetimi, analjeziklerin etkileri ve yan etkileri konusunda eğitim programlarının planlanması ve uygulanması ağrı kontrolünün sağlanması için önemlidir. Bu nedenle mezuniyet sonrasında hemşirelerin yaşlı bireylerde ağrının değerlendirilmesi ve ağrı ile başedilmesine yönelik kurs, seminer ve hizmetiçi eğitim programlarına katılımlarının desteklenmesi gerekmektedir.Sonuç olarak, yaşlı kanser hastaları, kanserin ve yaşlılığın neden olduğu fiziksel, bilişsel ve psikolojik etkiler nedeniyle en fazla bakım gereksinimi olan hasta gruplarındandır. Bu hastalara bakım veren hemşireler, üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirdiği takdirde, hastalar ağrının olumsuz etkileriyle daha kolay başa çıkabilecek ve yaşamlarından daha zevk alır hale geleceklerdir.
References
1) Drennan V, Levenson R, Goodman C, Evans C. The
workforce in health and social care services to older
people: developing an education and training strategy.
Nurse Educ Today 2004;24(5):402-8.
2) Extermann M, Aapro M, Bernabei R, Cohen HJ, Droz
JP, Lichtman S, et al. Use of comprehensive geriatric
assessment in older cancer patients: recommendations
from the task force on CGA of the International Society
of Geriatric Oncology (SIOG). Crit Rev Oncol Hematol
2005;55(3):241-52.
3) Usta Yeşilbalkan Ö, Durmaz Akyol A, Çetinkaya Y,
Altın T, Ünlü D. Studying the symptoms that are beıng
experienced due to treatment by the patients who receive
chemotheraphy and their effects on the quality of
life. Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi
2005;21(1):13-31.
4) American Cancer Society, (2012). Cancer Facts & Figures
2012. Atlanta: American Cancer Society, 2012.
http://www.cancer.org/acs/groups/content/@epidemiologysurveilance/
documents/document/acspc-031941.
pdf (16.09.2013).
5) Gökçe Kutsal Y. Temel geriatri. Ankara: Güneş Tıp Kitabevleri;
2007.
6) Parkin DM, Bray F, Ferlay J, Pisani P. Global cancer
statistics, 2002. CA Cancer J Clin 2005;55(2):74-108.
7) Edwards BK, Howe HL, Ries LA, Thun MJ, Rosenberg
HM, Yancik R, et al. Annual report to the nation
on the status of cancer, 1973-1999, featuring implications
of age and aging on U.S. cancer burden. Cancer
2002;94(10):2766-92.
8) Balducci L, Extermann M. Management of cancer
in the older person: a practical approach. Oncologist
2000;5(3):224-37.
9) Campisi J. Cancer and ageing: rival demons? Nat Rev
Cancer 2003;3(5):339-49.
10) Melzack R, Wall DP. Ağrı tedavisi el kitabı. İstanbul:
Güneş Kitabevi, 2006. s. 603-726.
11) Kuzeyli Yildirim Y, Uyar M, Fadillioğlu C. Cancer pain
and its influence on quality of life. Agri 2005;17(4):17-22
12) Swenson CJ. Pain management. In: Otto S, editors. Oncology
Nursing, 4nd ed. Mosby; 2001. p. 865-916.
13) Gunnarsdottir S, Serlin RC, Ward S. Patient-related barriers
to pain management: the Icelandic Barriers Questionnaire
II. J Pain Symptom Manage 2005;29(3):273-85.
14) van den Beuken-van Everdingen MH, de Rijke JM, Kessels
AG, Schouten HC, van Kleef M, Patijn J. Prevalence
of pain in patients with cancer: a systematic review of
the past 40 years. Ann Oncol 2007;18(9):1437-49.
15) Potter RG, Jones JM. The evolution of chronic pain
among patients with musculoskeletal problems: a pilot study in primary care. Br J Gen Pract 1992;42(364):462-4.
16) Önal A. Kanser ağrısı. İçinde: Erdine S, editör. Ağrı,
İstanbul: Nobel Kitabevi; 2007. s. 551-62.
17) Tuna S. Comorbidity and clinical assessment in geriatric
patients with cancer. Türk Onkoloji Dergisi
2007;22(4):192-6.
18) Fine PG. Opioid analgesic drugs in older people. Clin
Geriatr Med 2001;17(3):479-87.
19) Uyar M. Yaşlılarda ağrı değerlendirmesi. İçinde:
Özyalçın NS, editör. Yaşlılık çağında ağrı. İstanbul:
Nobel Tıp Kitabevi; 2003. s. 39-48.
20) Eti Aslan F. Ağrı değerlendirme yöntemleri. C.Ü.
Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2002;6(1):9-16.
21) Eti Aslan F. Ağrı kontrolünde hemşirenin rolü. İçinde:
Erdine S, editör. Ağrı. 3. baskı. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri;
2007. s. 787-97.
22) Afşar F, Pınar R. The Evaluation Of Pain And Methods
Of Coping With Pain In Cancer Patients. Atatürk Üniversitesi
Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2003;6:319-28.
23) Allard P, Maunsell E, Labbé J, Dorval M. Educational
interventions to improve cancer pain control: a systematic
review. J Palliat Med 2001;4(2):191-203.
24) Cherny NI, Portenoy RK. Cancer pain management.
Current strategy. Cancer 1993;72(11 Suppl):3393-415.
25) Yıldız A, Erol S, Ergün A. Pain and depression risk
among elderly people living in a nursıng home. Turkish
Journal of Geriatrics 2009;12(3):156-64.
26) Eti Aslan F. Ağrı doğası ve kontrolü. 1. baskı, İstanbul:
Avrupa Tıp Kitapevi; 2006. s. 159-346.
27) International Society of Nurses in Cancer Care: Görüş
İfadesi: Kanser ağrısı. http://www.isncc.org/files/Resources/
Cancer_Pain_Position_Statement_2008_-_
Turkish.pdf Erişim (29.08.2013).